beklentilerin insanı olmak kadar kötü şey yoktur hayatta... fakat kahretsin ki hepimiz daha iyisini, daha güzelini bekler dururuz müzmin bir şekilde. hep ümitlerimiz vardır kırılmayı bekleyen.. onlar bile beklentilerin ümitleridir aslında.
evet, türkiye'de yaşamak kimi zaman derinlikten yoksun olmayı gerektirir. yüzeysel bakabilme, olduğu gibi kavrayabilme kolaylığı vardır benim ülkemde. söylenen sözlerde, yapılan hareketlerde, takınılan tavırlarda kimse sizi yormaz! ortada olan neyse "o" dur... gördüğünüz şeyi anlayın, anladığınız şeye tepki verin yeter. şayet derinlik arıyorsanız duygu ve düşüncelerde, uzlet hayatını tercih etmelisiniz sizin gibi düşünenlerle.
kolaydır bir yönüyle türkiye'de yaşamak. verilen görevin, üstlendiğiniz sorumluluğun hakkını "mış" gibi yaparak verebileceğiniz nadir yaşam alanlarından biridir burası. üretmeniz, düşünmeniz, geliştirmeniz, sevmeniz değil sadece yapmanız beklenir. seviyor-muş gibi yapın, saygı duyuyor-muş gibi davranın, çalışıyor-muş izlenimi verin yeter. işiteceğiniz alkışın, alacağınız tebriğin haddi hesabı yoktur.
aksayan bir şeyleri değiştirmek mi istiyorsunuz? dışlanmak, hakaret görmek, iftiraya uğramak ve hatta canınızdan olmak gibi eğlenceli aktivitelerden hoşlanıyorsanız tavsiye edilir, yok eğer "maceradan hazzetmem" diyorsanız bırakınız dağınık kalsın!
günübirlik yaşanır benim ülkemde. bugün karnın doydu ise, bugün patron gülümsediyse, bugün amir tebrik ettiyse, bugün evde çorba piştiyse "alemlerin rabbi olan allah'a hamdolsun"... değilse "allah büyüktür" zaten.
güvenliği üst düzeyde yaşamanın diğer adıdır türkiye. "cezai ehliyeti yoktur" ibareli raporuyla bizlerle beraber yaşayan potansiyel katillerimiz ve tecavüzcülerimiz vardır. otomobillere, trenlere taş atan çocuklarımız; ölümcüler şakalara kahkahalar atabilen arkadaşlarımız vardır. kendisinin yiyemeyeceği şeyi satmaktan utanmayanlarımız vardır.
karısını, çocuğunu öldüresiye dövenleri şikayet edememenin diğer adıdır türkiye'de yaşamak ve birilerinin daha "eşit" olduğunu yutkunmaktır...
avrupa ile asya arasında köprü olmanın verdiği bir dezavantaj mıdır bilinmez lakin herşeyi ama herşeyi avrupadan ve asyadan daha pahalıya almak ve kullanmak zorunda olmaktır türkiye'de yaşamak. benzini, elektroniği, elektrikli esyayı, kitabı, interneti, dijital televizyon yayınlarını yüzyıllardır tespit edilemeyen sebeplerden ötürü pahalıya almak ve kullanmak zorundasınızdır. ne kandi kaynaklarınızı tam olarak kullanabilir ne de dışarıdan ucuz mal alabilirsiniz...
sıralanacak daha pek çok olumsuzluk vardır elbet lakin yoktur ülkemden güzeli... eksikleri, kusurları, tüm çekilmez yanlarıyla benimdir ve vatanımdır.
evet, türkiye'de yaşamak kimi zaman derinlikten yoksun olmayı gerektirir. yüzeysel bakabilme, olduğu gibi kavrayabilme kolaylığı vardır benim ülkemde. söylenen sözlerde, yapılan hareketlerde, takınılan tavırlarda kimse sizi yormaz! ortada olan neyse "o" dur... gördüğünüz şeyi anlayın, anladığınız şeye tepki verin yeter. şayet derinlik arıyorsanız duygu ve düşüncelerde, uzlet hayatını tercih etmelisiniz sizin gibi düşünenlerle.
kolaydır bir yönüyle türkiye'de yaşamak. verilen görevin, üstlendiğiniz sorumluluğun hakkını "mış" gibi yaparak verebileceğiniz nadir yaşam alanlarından biridir burası. üretmeniz, düşünmeniz, geliştirmeniz, sevmeniz değil sadece yapmanız beklenir. seviyor-muş gibi yapın, saygı duyuyor-muş gibi davranın, çalışıyor-muş izlenimi verin yeter. işiteceğiniz alkışın, alacağınız tebriğin haddi hesabı yoktur.
aksayan bir şeyleri değiştirmek mi istiyorsunuz? dışlanmak, hakaret görmek, iftiraya uğramak ve hatta canınızdan olmak gibi eğlenceli aktivitelerden hoşlanıyorsanız tavsiye edilir, yok eğer "maceradan hazzetmem" diyorsanız bırakınız dağınık kalsın!
günübirlik yaşanır benim ülkemde. bugün karnın doydu ise, bugün patron gülümsediyse, bugün amir tebrik ettiyse, bugün evde çorba piştiyse "alemlerin rabbi olan allah'a hamdolsun"... değilse "allah büyüktür" zaten.
güvenliği üst düzeyde yaşamanın diğer adıdır türkiye. "cezai ehliyeti yoktur" ibareli raporuyla bizlerle beraber yaşayan potansiyel katillerimiz ve tecavüzcülerimiz vardır. otomobillere, trenlere taş atan çocuklarımız; ölümcüler şakalara kahkahalar atabilen arkadaşlarımız vardır. kendisinin yiyemeyeceği şeyi satmaktan utanmayanlarımız vardır.
karısını, çocuğunu öldüresiye dövenleri şikayet edememenin diğer adıdır türkiye'de yaşamak ve birilerinin daha "eşit" olduğunu yutkunmaktır...
avrupa ile asya arasında köprü olmanın verdiği bir dezavantaj mıdır bilinmez lakin herşeyi ama herşeyi avrupadan ve asyadan daha pahalıya almak ve kullanmak zorunda olmaktır türkiye'de yaşamak. benzini, elektroniği, elektrikli esyayı, kitabı, interneti, dijital televizyon yayınlarını yüzyıllardır tespit edilemeyen sebeplerden ötürü pahalıya almak ve kullanmak zorundasınızdır. ne kandi kaynaklarınızı tam olarak kullanabilir ne de dışarıdan ucuz mal alabilirsiniz...
sıralanacak daha pek çok olumsuzluk vardır elbet lakin yoktur ülkemden güzeli... eksikleri, kusurları, tüm çekilmez yanlarıyla benimdir ve vatanımdır.