imamın moda girip elindeki kağıttan okumasıyla gerçekleşen eylemdir. kendimi dalmamak için o kadar zorlasam bile imamın gerçek günlük konuşmada kendine yer bulamayacak o uzun ve şatafatlı yazılı edebiyat cümlelerini anlayıp ve onların aralarındaki bağı kurup bunları hafızama nakşedemiyorum. imamın kağıdı okumayı bitirip moddan çıktıktan sonra yaptığı duyurular ise fevkalade aklımda kalıyor. çünkü bu sefer imam gerçekten hitap ediyor ve gerçekten cemaate söylüyor. cumadan önce müftü efendinin radyodan irticalen yaptığı vaazla da problemim yok ama şu robot gibi olan hutbeler canımı sıkıyor. bari tekrar arapça okunmaya başlansa. en azından kulağımız alışır. el ulemaü veresetü'l enbiyâi. hiç istifade edemeyecek değiliz değil mi?
merkezi olması imamlarımızın istidatlarını körelten hutbe.
cabir (r.a) şöyle rivayet ediyor; "efendimiz resulullah (s.a.v) hutbe okurken, mübarek gözü kırmızılaşırdı, sesi yükselirdi. sanki sabahleyin veya akşamleyin saldırmak üzere olan bir ordudan korkutuyormuş gibi zannedilirdi."
yine başka rivayetlerde, efendimizin cuma hutbesinin orta halli olduğu, bir iki ayet ile beraber kısa bir konuşmadan ibaret olduğu söylenmiştir.
yine başka rivayetlerde, efendimizin cuma hutbesinin orta halli olduğu, bir iki ayet ile beraber kısa bir konuşmadan ibaret olduğu söylenmiştir.
hanefîler'e göre cuma namazı hutbesinin sahih olabilmesi için şu şartların bulunması gerekir:1. vakit içinde okunması. 2. namazdan önce olması. 3. hutbe niyetiyle okunması. 4. cemaatin huzurunda irad edilmesi. son şartın yerine gelmiş olması için, kendisiyle cuma sahih olan en az bir kişinin bulunması gerekir. her ne kadar hanefî mezhebinde hutbenin sıhhati için cemaatin şart olmadığına dair bir görüş mevcut ise de, mezhepte daha doğru kabul edilen görüş, bir kişi bile olsa cemaatin huzurunda okunmasının gerektiği şeklindedir ve bunun kendisiyle cuma namazı sahih olabilecek bir kişi olması da şarttır. ancak, hutbenin sıhhati için cemaatin işitmesi şart olmayıp sadece hazır bulunması yeterlidir. 5. hutbe ile namaz arasının, yiyip içmek gibi namaz ve hutbe ile bağdaşmayan bir şeyle kesilip ayrılmaması.hutbenin sünnetleri1. hatibin, hutbe için minbere kolayca ve kimseye eziyet etmeden çıkabilmesi için minbere yakın bir yerde bulunması, cumanın ilk sünnetini minberin önünde kılması. böyle yapmaması yani mihrapta veya minbere uzak bir yerde kılması mekruhtur.2. hatibin minbere çıktıktan sonra cemaate dönük olarak oturması ve okunacak ezanı bu şekilde dinlemesi.3. ezanın, hatibin huzurunda okunması.4. hatibin ezandan sonra kalkıp, her iki hutbeyi ayakta okuması. hutbenin ayakta okunmasının vâcip olduğu yönünde de görüş bulunmaktadır.5. hutbe okurken hatibin yüzünün cemaate dönük olması.6. hutbeye gizlice eûzü çektikten sonra sesli olarak allah'a hamd ve sena ile başlaması.7. kelime-i şehâdet okuması ve salavat getirmesi.8. müslümanlara nasihatte bulunması.9. eûzü ile kur'an'dan bir âyet okuması.10. hutbeyi iki bölüm halinde yapması ve iki hutbe arasında kısa bir süre, ortalama üç âyet okuyacak kadar oturması.11. i̇kinci hutbeye de birincide olduğu gibi allah'a hamd ederek ve hz. muhammed s.a.v. e salavat getirerek başlaması.12. i̇kinci hutbede müminleri af ve mağfiret etmesi, onlara afiyet ve esenlik vermesi ve onları muzaffer kılması için allah'a dua etmesi.13. i̇kinci hutbeyi birinciye göre daha alçak sesle okuması.14. hutbeyi kısa tutması.15. hutbeyi cemaatin işitebileceği bir sesle okuması.16. abdestli olması ve avret yerleri örtülü bulunması. bunların vâcip olduğu da söylenmiştir.17. hutbeden sonra namaz için kamet getirilmesi.18. cuma namazını hutbe okuyan kişinin kıldırması.hanefîler'in hutbenin sünnetleri olarak kabul ettiği birçok husus şafiîler`de hutbenin sahih olmasının şartı olarak görülür.hutbenin mekruhlarıhutbenin sünnetlerini terketmek mekruhtur. ayrıca, hutbe okunurken konuşmak ve konuşan birini konuşmaması için uyarmak tahrîmen mekruhtur. hatta hatip ile cemaatin dinî meselelerde soru-cevap şeklindeki konuşması dahi hz. muhammed s.a.v. 'den bu yönde bazı uygulamalar rivayet edilmekle birlikte cami disiplinini bozacağı gerekçesiyle hoş karşılanmamıştır. hutbe dinleyenlerin sağa sola bakmaları, selâm verip almaları da mekruhtur. hatta hz. muhammed s.a.v.'in adı anıldığı zaman ya sessiz kalmalı ya da içinden salâtü selâm etmelidir. hutbe esnasında namaz kılmak dahi mekruhtur.
