fıtır sadakası – dertli sözlük
fıtr sözlükte "orucu açmak", fıtra da "yaratılış" anlamına gelir. türkçe'de fitre şeklinde söylenmektedir.

ramazan bayramına kavuşan ve temel ihtiyaçlarının dışında belli bir miktar mala sahip olan müslümanların kendileri ve velâyetleri altındaki kişiler için yerine getirmekle yükümlü oldukları malî bir ibadettir.
kişinin yediğinden bir günlük nafakasını infak etmesidir, hüküm olarak vaciptir.
ramazan ayında bayrama kadar verilmesi tavsiye edilmiştir.
diyanetin her sene açıkladığı bedelin zerre miktarı artış göstermesi taaccüb vesilesidir.
-------iktibas--------ramazan’ın sonunda orucu açma (el-fıtr) veya insan olarak yaratılma (el-fıtra) anlamlarına gelen fıtır sadakası, ramazan-ı şerifin sonuna yetişen ve temel ihtiyaçlarından başka en az nisap miktarı bir mala sahip bulunan her hür müslümanın kendisi ve velayeti altındaki kimseler için verilmesi vacip olan bir sadakadır. i̇nsan fıtratındaki yardımlaşma ve dayanışmanın bir gereği olarak insan varlığının zekâtı kabul edilmiştir. buna yalnız “fitre” de denir ki fıtrat sadakası, yani sevap için verilen yaratılış ihsanı, can sadakası veya beden sadakası demektir.fıtır sadakasına “baş zekâtı” da denmektedir. bu şekilde denmesinin sebebi onun şahsa bağlı, şahıs başına konmuş malî bir mükellefiyet olmasındandır. teknik ifadesiyle fıtır sadakasının vacip olmasının sebebi, baş yani şahsın ramazan bayramının birinci gününe kavuşmasıdır.sadaka-ı fıtır, cenab-ı hakk’ın kişiye ve velayeti altındaki kimselere lütfettiği hayat ve vücut nimetine karşı bir şükran olmak üzere dindeki yerini almış bir ibadettir. bu sebeple nisaba malik bir aile reisi, sorumluluğunu yüklendiği aile fertlerinin her biri adına birer şükür sadakası sayılan fitre vermekle yükümlü tutulmuştur. hatta bayram gecesi sabaha karşı dünyaya gelen bebeğin dahi şükür sadakasını vermesi gerekmektedir. çünkü bebek de nihayet yaratılma nimetine kavuşmuştur. onun yaratılmasına da şükür gerekmekte, fitresi vacip olmaktadır.sadaka-ı fıtır, o yılın oruç ibadetini eda edebilen müslümanların böyle bir ibadeti yapmaya muktedir kıldığı için allah teâlâ’ya bir şükür manası da taşır.fıtır sadakasının hükmü ve meşru kılınmasısadaka-i fıtır, i̇slâm’da önemli yeri olan mali ibadetlerden biridir. şafii, maliki ve hanbelîlere göre fitre farzdır. hanefi mezhebine göre ise fitre vaciptir. zaten hanefi mezhebinde farz ile vacip arasında ameli açıdan bir farklılık söz konusu değildir. fark sadece itikadî açıdandır. buna göre farzı inkar eden kafir olur ama vacibi inkar eden kafir olmaz.fitre, hicretin ikinci yılında, ramazan orucunun farz kılındığı yıl, zekâttan önce meşru kılınmıştır.fıtır sadakasının hikmeti ve önemibu sadakanın hikmeti, bir yandan oruç ibadetini yapmış müslümanlardan ortaya çıkması muhtemel kusurları telâfi etmek, diğer yandan bir sevinç ve bayram gününde fakirleri anmak, onları günlük ihtiyaçlarından kurtarmaktır.fitre, bir yardımlaşmadır, orucun kabulüne, ölümün şiddeti, dehşetinden ve kabrin azabından kurtuluşa bir vesiledir. fitre de zekât gibi sosyal adaleti sağlamaya yönelik malî bir ibadettir. fakirlerin ihtiyaçlarını gidermeye, ramazan bayramı gününün neşesinden onların da istifade etmelerine bir yardımdır. bu bakımdan sadaka-ı fıtırı vermek, insanî bir hayır ve bir vazifedir.abdullah b. abbas (r.a.) şöyle demiştir: resûlulah (s.a.v.) efendimiz, fıtır sadakasını oruçluyu faydasız ve müstehcen söz ve fiillerden, davranışlardan temizleyici, fakirlere de yiyecek olmak üzere farz kılmıştır. kim onu bayram namazından önce verirse, o kabul olunmuş bir zekâttır. kim de onu bayram namazından sonra verirse o sadakalardan bir sadakadır. bayramdan önce herkes fakirlere fitresini vermek suretiyle, bayramda fakirlerin de yüzü gülecek, onların da eline biraz para geçecek ve o günün bayram olduğunu anlayacaklardır. binaenaleyh, hali ve vakti yerinde olan her müslüman gerçekten fakir olanlara fitresini vermeli, elinden gelebilen diğer yardımları da yapmalı ve fakirleri sevindirmelidir. bu şekilde hem borcunu ödemiş, hem de ahirette sevap kazanmış, azaptan kurtulmuş olur. çünkü sadaka-ı fıtrı vermek, orucun kabul edilmesine, dünya ve ahiret saadetlerine ermeye, ölüm anında acı çekmeden ve kabir azabından kurtulmaya bir sebeptir.bu bakımdan sadaka-ı fıtır, pek mukaddes bir yardımlaşmadır. böyle mübarek bir günde boynu bükük yetimlerin, kimsesiz dul kadınların, ihtiyar ninelerin, aksakallı dedelerin, velhasıl yardıma muhtaç bütün fakirlerin ellerine biraz para vererek, yardımda bulunarak kalplerindeki elemin ıstırabını hafifletmeye çalışmak, bizim mutluluğumuza onları da iştirak ettirmek ne büyük ve ne mukaddes hizmettir. bu itibarla hali-vakti yerinde olan her müslümanın bunu ifa etmesi, çok mühim dinî bir vazifedir.
hicretin 2. yılında ramazan orucunun farz kılınmasıyla yine aynı sene uygulanmaya başlanan ibadet.