"havadis'te 30 tane bildirim biriktirebilecek kadar ne kadar uzağa gidebildim?" demiş bir cuma mesajı geç gelse anlayan yazar.
geçenlerde depodan deterjan kutusu getirdiler. bizim de yüzümüz gülüyor, malum deterjan fiyatları... bir ay kadar kıyafetleri onunla yıkadım. arkadaşlar söylemese bir ay daha yıkardım herhalde... meğer içindeki unmuş! nimete hakaret ettik diye için için üzüldüm ama öncesinde gülmekten karnım ağrıdı. insanoğlu işte, n'aparsın...
sözlüğe ilk katıldığım zamanlarda görünmese de büyük harf kullanımına çok dikkat ederdim. ama şimdi küçük harf kullanmaya o kadar alıştım ki word de bir şey yazarken büyük harf kullanmaya üşeniyorum. hatta normal yazı yazarken bile böyle. :)
birkaç gündür yeni doğan yeğenimle ilgilenirken 10 çocuk hayalimi sorguladım. bir tanesi bile başımı ağrıtmaya yetti. şimdiden kendime bol sabır diliyorum.
mutluluğu idrak ettikçe daha da mutsuz oluyorum.
çeşitli konularda kendi yaptığım eleştirilerle kendimi ciddi anlamda manipüle ediyorum. ve bunu engelleyemiyorum. ve beni en üzen örneği de şudur:genç dergi nin son birkaç aydır kapaklarını pek beğenmiyordum. yani çok seviyorum ama kıyamıyorum, daha iyi şeyler bekliyorum öyle bir şeydi. sonra bu iş beni zamanla dergiden uzaklaştırdı/soğuttu. 2-3 aydır doğru düzgün okuyamıyorum bile. sadece göz gezdirme falan. hele şu son sayısını kargo paketinden bile çıkarmadım. çıldırıcam yani. gözümün önünde duruyor ama açmıyorum. ikide bir başına gidiyorum bakıyorum geri dönüyorum. bakalım nereye kadar gidecek.
sırf sözlüğün bu lahuti ortamını bozmamak adına, izlediğim animelerle ilgili sözlük için word de hazırladığım (*) inceleme yazılarının hepsini sildim.
ha, daha önce yazılmamış mı? yazılmış. ben yazdım mı? yazdım. yazdım ama kendimi kötü hissediyorum. çünkü sözlüğün faal yazarlarından bu işlerle ilgilenen yok gibi. -gerçi en iyisini yapıyorlar- bu yüzden sol frame de genelde daha olgun başlıklara rastlıyoruz. şimdi onların arasına the promised neverland, violet evergarden ve hele one punch man i ben nasıl sıkıştırırım?
belki bir gün bu işlerle ilgilenen yeni yazarlar gelirse bende anime konularına geri dönerim. nasip...
ha, daha önce yazılmamış mı? yazılmış. ben yazdım mı? yazdım. yazdım ama kendimi kötü hissediyorum. çünkü sözlüğün faal yazarlarından bu işlerle ilgilenen yok gibi. -gerçi en iyisini yapıyorlar- bu yüzden sol frame de genelde daha olgun başlıklara rastlıyoruz. şimdi onların arasına the promised neverland, violet evergarden ve hele one punch man i ben nasıl sıkıştırırım?
belki bir gün bu işlerle ilgilenen yeni yazarlar gelirse bende anime konularına geri dönerim. nasip...
sevgili annem, bilmezsin ama ben senden kime bahsetsem hep methediyorum. allah'a varlığın ve kılavuzluğun için şükrediyorum. çünkü annesiz çocuk kanatsız kuştan beter.
i̇nsan acizdir, muhtaçtır, çok artistlik yapmamalıdır. (*)
