sözlüğe ilk katıldığım zamanlarda görünmese de büyük harf kullanımına çok dikkat ederdim. ama şimdi küçük harf kullanmaya o kadar alıştım ki word de bir şey yazarken büyük harf kullanmaya üşeniyorum. hatta normal yazı yazarken bile böyle. :)
geçenlerde depodan deterjan kutusu getirdiler. bizim de yüzümüz gülüyor, malum deterjan fiyatları... bir ay kadar kıyafetleri onunla yıkadım. arkadaşlar söylemese bir ay daha yıkardım herhalde... meğer içindeki unmuş! nimete hakaret ettik diye için için üzüldüm ama öncesinde gülmekten karnım ağrıdı. insanoğlu işte, n'aparsın...
"havadis'te 30 tane bildirim biriktirebilecek kadar ne kadar uzağa gidebildim?" demiş bir cuma mesajı geç gelse anlayan yazar.
uzun aradan sonra sözlüğe girip + oy alan o entryi ben mi yazdım diye düşündüm.
kolayı bırakıp elmalı sodaya başladım be sözlük. söyle düzelebilecek miyim? ben de tekrar hayatotobüsü nün tanımlarını görebilecek miyim be sözlük?
bir yıldır sekizinci sınıf ergenlerine yüzyüze ders verdiğim zeytinburnu'ndan korona olmadan sağ salim üsküdar kıyılarına çıkabildim. cevizlibağ dolmuşundaki survivor dan da kurtuldum. aşı olmadım. olmayı düşünmüyorum (bkz:yatırım tavsiyesi değildir) :)
bilgisizliğim beni korkutuyor. bu gece uyutmuyor. hastanın vf'ye girdiğini anladım ama müdahale edemedim. kendimi yargılıyorum bu gece. zamanında müdahale eden bir ekip vardı yoksa gecelerce uyuyamazdım. çok okuyacağım, çok çalışacağım öğreneceğim. saniyelerin bu kadar önemli olduğunu ben bugün öğrendim.
kimliğim deşifre olduğu için adam gibi bir itiraf yapamıyorum.(*)
en sevdiğim işten ayrılıyorum sözlük.