bütün yaşamımın böyle geçmesinden çok korkuyorum. artık güzel şeyler olsun istiyorum.
kontrolün bende olduğunu hissedemediğim, belirsizlik gördüğüm şeylere tahammül edemiyorum. bu belirsizliklerin hep var olacağını bilmeye de tahammül edemiyorum. çoğunlukla bu durumlar karşısında da var olmaya tahammül edemiyorum. yüzleşmek hep zor geliyor, kaçmak istiyorum devamlı. hem kibir hem acizlik var işin içinde. bir şarkıda “çıkmaya çalışsam da içinden bu bedenin” diyor. işte öyle bir şey var. allah’ın bir bildiği vardır tabi.
türküde de geçtiği gibi,' adem değil ben yedim o yasak elmayı bu da itirafım olsun. 'i̇nsan olabilmenin sırrını vermekle aradım sevmekle aradım. bilirim ki insan sevince katlanır herşeye, neyi yanlış bildim neyi yanlış istedim bilmedim.en sonunda hakikatin susturduğu bir ses gibi hiçliğe büründüm.
artık hiçbir şeye, hiç kimseye tahammül edemiyorum sözlük. herkes benden uzak dursun, tek başıma köşemde yaşayıp gideyim istiyorum. olmuyor.
sevdiğim kız bana abi demiş gibi bir akşam oluyor sözlük.
bazen şu aşağıdaki dayı gibi hissediyorum. sonra bi' tövbe est... https://m.youtube.com/watch?v=knwjzqeewr8
günde en az birkaç kez dilimin ucuna kadar gelen esprileri yutkunuyorum. bir toplantının tam ortasında, bir iş yetiştirme telaşının zirvesinde, bir arkadaş buluşmasında.... aklıma bir şaka geliyor.bazen ortamın havasına uymadığından, bazen de ortamdakilerin şakayı anlayamacaklarını düşündüğümden, dilimin ucuna kadar gelen eğlenceli içeriği yutkunuyorum. içimden gülüyorum ama. o kadar da değil. şakayı eşe-dosta whatsapp mesajı ile paylaştığım da oluyor. fakat yutkunulmuş ve unutulmuş çok şaka var maalesef.
dark (dizi) izleyip beyaz geceler yaşıyorum sözlük.
tez yazmak yerine sözlüğe yazıyorum ve bu durum beni ziyadesiyle kaygılandırıyor.
çalıştığım kurumda özlük dosyam yerine sözlük dosyamı arşivleseler beni daha iyi tanımış olurlardı.