fazlur rahman malik – dertli sözlük
son 50 yıla damgasını vuran, modernleşme hareketlerinde fikirlerinden esinlenilen isim.

bu adamın hepimize tanıdık gelecek üç temel görüşü var:

1- ehl-i kitabın da cennete gireceği iddiası. (ılımlı islam veya diyalogçuların görüşü)

2- peygamber sünneti ve nebevi sünnet diye ayrılan iki sünnet görüşü. (hadis inkarcıları ve ankara ekolünün görüşü)

3- ayetlerin tarihsellikle tefsiri (hadis inkarcıları ve ankara ekolünün görüşü)

ikinci maddeye bir şerh yapalım. yani biraz açalım. ne demek istediği net anlaşılsın.

peygamber sünnet dediği sünnet bizzat peygamberimize dayanan ve sayısı 100'ü geçmeyen hadisler ya da sünnettir. nebevi sünnet dediği ise peygamberimizden sonra müslümanların peygamberimize atfettiği ve arap geleneklerinden esinlenerek oluşturulan uydurmalar. islam hukukunda hüküm çıkarmak için kullanılmışlardır. yani son zamanlarda ankara ekolünden bazı isimlerin dillendirdiği meşhur söylence "hadisler çok azdır, onlar da 3000-5000 civardır. diğerleri uydurmadır. kur'an'a arz edelim." görüşü, buradan gelir.

diyalogçuların, tarihselci ve hadis inkarcısı ankara ekolünün görüşleri bu kişiden esinlenerek oluşturulmuştur.

gelelim "uydurulmuş din" retoriğini kullanarak islam geleneğine, alimlerine ve müslümanlara hakaret edenlere. dikkat ederseniz, kadere imanı redderderler. buna temel olarak emevi sultasını gösterirler. emevilerin saltanatını sağlama almak için ortaya attıkları yalan derler. bu şia'nın ehl-i sünnet müslümanlar için kullandığı bir argüman. "uydurulmuş din" diye tabir edilen kavramsallaştırma da yine şia'nın görüşüdür. şia diyor ki; "islam aslında bu değildi. emeviler uydurdu." şia bu uğurda kur'an'a ayet eklemiş ya da çıkarmıştır. şia'nın bir diğer argümanı, hadislerin büyük bir çoğunluğunun emeviler tarafından uydurulduğu iddiası. aynı argüman türkiye'de "uydurulmuş din" retoriğini kullanarak müslümanlara hakaret edenler tarafından da kullanılır.