dertli sözlük yazarlarının şiirleri – dertli sözlük
-bakmaklardan önce-

zamanın gölgesinde kalmışız,ayçiçeklerimizle
sevginle büyüt
kucağında beklet
okşayamamak koymasın bize
kırçiçeğim sabahları gelen o vapurun sesinden tanımak seni
ah beklerim o ikindiyi
bekleyen ol
zamanı lehimize çevir

eskiden şovalyelerimiz vardı
köleler hep ağzımızda
öyle bir bakardı ki ağzımıza
utanırdık
severdik utanmayı
gerekirse orkideyi çıkarırdık çamurdan
gerekirse olaylar olaylar...

başlangıcı belirsiz bir tanışma
ezelden gelen bir düşmanmışız gibi
yapılamayan işler
sövebilen işçiler
dayak yiyen insanlar
allah'ın rızasını mı gözetiyorlar
yoksa umuda kapılıp mı eriyorlar.

(bkz:musab)
-kimin i̇çin yaşıyoruz,kimin i̇çin-

karşımda duran o sinir bozucu şeyler
yine en güzelini isteyişim
birden beliriyor
birden sönüveriyor
tuba ne anlama geliyor biliyorum
saklıyorum bir kenara

kendiliğinden boşalıyor
düzüşmek,kavga etmek hoşuna gidiyor
üç gün
üç gece
aman allah'ım nasıl zevk
hangisinden başlamalıyız

sizce hayata nasıl başlamalıyım
takip ettiğim kıza sorsak ne cevap verir
i̇şime yarayan arkadaşlarımdan başlasak
neden ölmesin benim yerime o çocuk
filmin sonunda binaları patlatan
dünyayı filmde kurtaran adam neden ölmesin.

(bkz:musab)
giriş

şimdi bir şişenin ağzında iki damlayız seninle
biraz sessiz, biraz yorgun ama düşmeye hevesli hala.
muhabbetimiz açılır imge denizine düşersek
koyverme kendini,
bu durgunluk başlangıçlara sıkkınlığımızdan
yaşımız yirmibeş üstü
her hitabetimizin yarım kalmasından bu tecrübemiz
dilsizliğimiz konuşarak tükenen inancımızdan aşka
bekle düşeceğimiz o kısa zaman aralığını.
ellerimi ovuşturmam soğuktan değil
onlar;
ellerini gösteren bir çift ok işareti.
bir kalp panayırı hazırlığında

(bkz:filozofkarga)
rüyaya uyanmak

ne zaman bir dengesizliğim dünyaya gelse,
adını sen koyuyorum.
ve sessizlik dolu umutsuzluğumun şarjörü.
sen bitirmelisin işimi
çünkü susarak vurulmak istemiyorum.
o yüzden dedim ya,
dizlerinde uyutarak
uyandır beni bu hayattan.


(bkz:filozofkarga)
(b: çekyat)


ağlamaz plastik kapılar pencereler
tokmak takısı yoktur lastik kapıların
takısız güzellik nasıl olacaksa

saksılar isyandadır durmaz artık
saklanacak sırrı kalmamış
gıcırdak alüminyum pencerelerde

ısıtmaya muktedir olamayan petekli kalorifer
uyuyan kedileri cazip kılmaz
oysa altıgendir tüm petekler

tavana ışık oyunları aksettirmez
yatağa giren çocuğa düş olacak
kendisi uyuyan kömür sobaları

kuşlar şaşkın uçuyor
alışamamış garipleşmiş
konacak pervaz bulamamaktan

çekip yatmaya benzer
hayatımız bu evde çekyat
12.09.2004
bir gözü kör zamirler
mezmur gönüllü kızı
işaretlemişler hicaz şarkıya
koşuşturmalar başlamadan evveldi
tüm bunlar

koşuşturmalar

istikamete selamet veren
nerede ise sağ işaret parmağı
yön tayin etmiş
bu taraf
o taraf
şu tarafa

her işaret bir yol çizmiş
bu o şu yıllardır
tabeladır izlek bilmezlere
sıfatlara can vermiş
edat sen dur!
ünlem geçecek

ünlem

çağırmayla başlamış dirimi
ve ardı sıra bir gölge
yanık, boz bozlak çığırtı
hayret edip şaşıran sese
beis görmemişler sele
dünden havesli kapılmaya

yârin ensesine bir şaplak
atamadınsa kervandan çık
dedemin ağıtı
kasıkta at koşturmaz
niyetin bu ise eğer
ihtimaller aşkına!

ihtimaller aşkına
bu kadeh
ve yandaki burun sürten
sümküren yük mektubu
daha niceleri,
geniz yakan asfalt kokusu
güle eziyet
ve aşınmış balata
kime niyet?

ötede cern
beride erke
içte her daim şehvet
belediye önü
eylem alanı
sıkılmış yumruklar
eylem var
kaybolmuş örtüsünde nine
üzgün kızının üzerine yine de örtmüş yorganı
torundan alıntı öfke ile

atan tutan asan kesen ne çok
demişti oysa kırık karneli çocuk
çocuk olmasına çocuktu
ama nasıl biliyordu
kurbağayı bilim aşkına yarmayı?
babasının gözlüğünden mi yansımıştı
yarılmış kalpler

üzerime gelme çocuk bugün
bak uyarıyorum elim ağırdır
kamu tarifesi çok konuşturur
ödeme talimatı da cabası
bak çocuk gelme uyarıyorum
bugün üzerime ağırdır elim
kadın doktor cılk
izmarit kadar eringen
elleri naylon
bak çocuk uyarıyorum
kravat takışıma aldanma
es'imi pes'e yorma
bir yanım osmanlı.

28.01.2011 02:06
(vurgula: ...tesbihe dizdim pişmanlıklarımı,
hacdan dönen hacıların dağıttığı kadar,
pişmanlık tesbihlerim var...

tek tek çekiyorum artık,
ah... ah... ah...)
postalı postacıya vermeli,
getirip soksun dönek başlı ayağımıza.
terlikler ter yapıyor,
yatmalıyız derhal modern insan ayağına.
durun... hazır değiliz...
acizden acuzeye terfi etmiş maarif dayağına.

aslen prezentabl kaymış, kaymak şaftın ne haddine,
demir dağlarla mı örülmüş,
gidip bakmalıyız nefsin seddine.

oturtamıyoruz ki oturalım
åžöyle rahatça bize ayrılan sıraya.
mikrofonu burnuna sokup sümük dinletenler
maalesef revaçta.
zürafaya ses teli takıp konuşturmaya çalışıyoruz,
ha gayret.
ense kalın olunca ses daha gür çıkıyormuş,
hayret.

akıl zoru başardı,
sahibine en üstün olduğunu benimsetti.
maymun insan maceraları, hırs davası oldu,
epeyce gülümsetti.
beynine kelepçe takıp ufaltmaya çalışanlar var,
görüyoruz.
örümcek kafalı güzel bir yaftadır,
biz günde 5 vakit yiyoruz.

müzikte topu topu 7 nota varmış,
yeter mi bilmem kin kusmaya.
biliriz, tek harf bile gerekmezmiş,
en okkalısından susmaya.
hayratları hoyratça harcamışız,
ağzımızı temizleyecek musluk kalmadı.
nedir ki dinmiş, imanmış?
kelepçeli beyin damarlardan bunları almadı.