dertli sözlük yazarlarının şiirleri – dertli sözlük
bu memlekette,
bildiğim yük oldu,
gördüğüm vicdanıma ağır geldi,
duyduklarım günaha sebebiyet verdi,
yaptıklarımdan çok yapamadıklarım dikkat çekti,
muhatap olmamaya çalıştığım da bile bir görev verdi,
bu memleket.
hakkı, adaleti, iyiyi güzeli değil evet...
kendine bile acımadı
bu memleket
mısır tarlalarını düşünüyorum,
önümde yeşilden ve sarıdan tonlarını almış ekinler
üstümde ise masmavi gökyüzü,
nasıl da sonsuzluğu anımsatıyor
uyandırıyor içimdeki şair ruhlu çocuğu, onu susturmak istiyorum.
konuşmamalı o,
çünkü konuştuğunda bedenim sarsılacak
gözlerim nemlenip zihnim dolu dizgin hayallere dalacak
koşturacak ruhum ucu bucağı olmayan yemyeşil bahçelerde
o bahçeler ki yeşilin, sarının, beyazın cümbüş renklerini barındırmış
semanın maviliğine, kızıllığına ve turuncu akislerine göz kırpmış
yalvarırcasına bastırmak isterken heyecan ve coşkusunu hayalin
koşturuyorum atımı uçsuz, bucaksız, mekânsız diyarlara
fakat susma vakti gediğinde çocuğun,
demir ve betonun soğukluğu daha bir sert çarpacak yüzüme
dört duvarla çevrili hayatımın baharı
güz geldiğinde ilkbaharda açan çiçekleri görebilecek miyim?
şu anlamsız soluklarım kime ve hangi davaya adanmış,
i̇çimdeki sayhalarım siyah renge boyanmış,
gözlerim menfaatperest şikayetleri okumaktan usanmış,
güz geldiğinde ilkbaharda açan çiçekleri görebilecek miyim?
eriştiğinde hizmetlerimiz kemale
cihana yaymak için sefere çıkmalı
her adımda hak’ka yürümeli
her nazardan ibret almalı

edepli olmalı, kemale ermeli
hakikati bulmalı, marifeti bilmeli
kabını doldurmalı, kapları doldurmalı
çorak gönüllere esenlik olmalı

dirayet, çaba, aşk ve adanmışlık
aczinin farkında bir kahramanlık
riyadan ırak, cürümden arınmışlık
hizmetle doymalı, hizmete doyurulmalı
ellerimin üzerinde bir koku yayılıyor
buna dayanacağım
ağzım sulanıyor
bıçağımın altındaki hayvanın sessiz ciğerinden
savaşçı değilim
yenilgiyi baştan kabul ettim
i̇lk hevesim, heveslerim
kırıldığı vakit çocukluğumda

kimin yüzünden ve nasıl önemsiz artık
belki tek suçlu ben
şimdi baktığım yerden
hepsiz anlamsız ve bulanık

bu yüzden
hiç hesap edemedim sonraki hamleyi
düşünemedim bile
her şey olup bitti birden

daha kötüsü de...
her şeyin farkındaydım
herkesin satranç oynadığı tahtada
önemsiz ve kenarda, ilk feda edilmek üzere

hevessiz, hamlesiz, plansız
sadece farkında
şimdi oyun dışı ve karanlıkta
yenilgiyi kabul eden için beklenen son
değil mi?
yaşamak, neden?
uğraşmak, niye?
sakat bir sisteme
köle mi beden?

savaşmak, kimle?
kurtarmak, kimi?
arsız nankörleri
besle besle bekle
17.01.2019

bir cüzdan gördüm bugün, bir kadının avuçları arasında..
geceden sabaha ağlayarak varmış bir kadının..
öpülen, koklanan, sımsıkı tutulan bir cüzdan..
bir insandan geriye tek kalan,
ansızın göçüp gitmiş bir insanın bu dünyaya bıraktığı..
kadının ellerinde, sımsıkı ve ıslak..
bir ceset gördüm bugün..
yarısı yanmış yarısı adam..
bir kadını ayırdım ondan,
canlıydı ve sımsıkı tutuyordu ellerimi..
ayaklarının çözülen bağı benim boğazıma dolanıyordu..
bir adam bir cüzdana sığdı bugün..
bir cüzdan, bir kadın ve bir ceset..
hayatın kısacık bir anından zihnime çakıldı bugün..
yaşanmaz artık
kapalı yollar
ulaşılmaz bir dağ
zirvesi benim

direnilmez rüzgar
donduran soğuk
geri dönüş yok
çaresizlik benim

tükenen umut
bilinmez boşluk
biten nefes
ölüm benim
yaşamak; yağmur altında kalmış kuş gibi titrek
esse rüzgar, çekilse bulutlar, açsa güneş de gitsek
mekan ile zaman insanın hizmetinde.
i̇nsan ki nankör, kıymet bilmez hem de.
füyuzatı alamaz oldu, nesiller perişan.
ne oldu da bu hale düştü bu müslüman