öyle çok dallı bir konu ki.
(#410195) ve ( #410197 ) iki tespitinde haklı yanları var. "başörtüsü mücadelesi" sınırlanmış ve iddialı bir kavram olur. "tesettür bilinci"nin günümüzde yaşanan bu sorunun gerçek ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. moda akımına "kapılma" var ne yazık ki. buradaki "moda"dan kastım uyumlu, tasarımsal ve zevkli giyinmek değil. bilinçsizce girilen tesettürün yaygınlaşması. örneğin bonesiz başörtüsü takarak saçın gözükmesi ya da dar pantolonların bir kılıfa uydurulup giyilmesi gibi. önemli olan başörtüsü şal mı, marka eşarp mı dan ziyade tesettür amacına ulaşmış mı çok daha önemlidir. çünkü zamanında bilinçli olan arkadaşlarımız da bunları hayatlarına geçirdikleri için "moda" kavramı "kapılma"dan ibarettir. yakıştığı için başını kapatan olduğunu sanmıyorum. başını kapatmış ancak daha sonrasında bu akıma kapılmış ya da bu akımın içinde doğmuş birileri olabilir ancak.
yıllar geçtikçe elbette değişen şeylerin olması da normaldir. (*) şöyle ki; geçmiş yıllardaki ablaların başörtüsü takma şekilleri ya da taktıkları eşarpları biz bugün kullanmadığımız gibi.
takva konusuna gelince; imajı biraz şık ve pahalı olan biri için hemen kafamızda "takvasız" algısı uyanmaya başladı. bunu çok iyi ayıklamak ve yorumları kişiye özel yani kişinin demirbaşlardaki tutumuna dikkat ederek yapmak gerekir. ve bunda da yalnızca uyarı yapabilir, hukukumuza göre o kişi için gereken çabayı sarf ederiz. çünkü hepimizin de bildiği gibi kalbin hâlini ancak allah bilir.
(#410195) ve ( #410197 ) iki tespitinde haklı yanları var. "başörtüsü mücadelesi" sınırlanmış ve iddialı bir kavram olur. "tesettür bilinci"nin günümüzde yaşanan bu sorunun gerçek ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. moda akımına "kapılma" var ne yazık ki. buradaki "moda"dan kastım uyumlu, tasarımsal ve zevkli giyinmek değil. bilinçsizce girilen tesettürün yaygınlaşması. örneğin bonesiz başörtüsü takarak saçın gözükmesi ya da dar pantolonların bir kılıfa uydurulup giyilmesi gibi. önemli olan başörtüsü şal mı, marka eşarp mı dan ziyade tesettür amacına ulaşmış mı çok daha önemlidir. çünkü zamanında bilinçli olan arkadaşlarımız da bunları hayatlarına geçirdikleri için "moda" kavramı "kapılma"dan ibarettir. yakıştığı için başını kapatan olduğunu sanmıyorum. başını kapatmış ancak daha sonrasında bu akıma kapılmış ya da bu akımın içinde doğmuş birileri olabilir ancak.
yıllar geçtikçe elbette değişen şeylerin olması da normaldir. (*) şöyle ki; geçmiş yıllardaki ablaların başörtüsü takma şekilleri ya da taktıkları eşarpları biz bugün kullanmadığımız gibi.
takva konusuna gelince; imajı biraz şık ve pahalı olan biri için hemen kafamızda "takvasız" algısı uyanmaya başladı. bunu çok iyi ayıklamak ve yorumları kişiye özel yani kişinin demirbaşlardaki tutumuna dikkat ederek yapmak gerekir. ve bunda da yalnızca uyarı yapabilir, hukukumuza göre o kişi için gereken çabayı sarf ederiz. çünkü hepimizin de bildiği gibi kalbin hâlini ancak allah bilir.