gergedan mevsimi – dertli sözlük
bahman ghobadi'nin türkiye'de film çekeceğini öğrendiğim gün, filmi seyretmeye niyet etmiştim.
yılmaz erdoğan'ın da oynayacağını öğrenince, tamam bu filme gidilir, demiştim.
fakat filmi seyredince hayal kırıklığına uğradım.

iran'da sansür sebebiyle istediği gibi film çekemeyen bahman ghobadi, çekmek istediği ne kadar müstehcen sahne varsa hepsini bu filme saklamış sanki.
müstehcenlik had safhada. bir de sinemalarda ve afişinde +13 yazmışlar. -bence müstehcenliğin yaş sınırı olmaz, olmamalı- ama illa bir yaş sınırı konacaksa -var olduğu için- +18 olmalı.

film bunun haricinde çok gri, sahnelerin ve kamera açılarının çok iyi seçildiği, bir şey söylemeye çalışan bir film. şiir çokca kullanılmış, daha az olabilirmiş. mesela (kendisi ghobadi'nin hocası olur) abbas kiyarüstemi'nin filmi bad ma ra khahad bord'da da şiir çokca kullanılmıştı ama oradaki şiirli sahneleri şiirden anlamayan seyirci bile keyifle izlemişti.

rejim eleştirisi yapmaya çalışmış, onu da başaramamış. eleştirdiği kısımlar da yok değil.
neticede bir kişinin, tamamen kişisel arzuları nedeniyle, sebep olduğu olaylar yüzünden rejimi suçlayamayız ya. (bu cümle film hakkında, seyirciyi etkileyecek bilgi (spoiler) içermez.)

hülasa; bahman ghobadi'nin iran sınırında çektiği filmlerin tamamını seyretmiş biri olarak, bu filmi beğenmedim. müstehcen sahneler olmasaydı belki adam denemiş işte der, çok kötülemezdim ama olmaz. filmi birlikte seyrettiğimiz plato, ''monica belluci'nin niçin rol aldığını anlamamıştım, şimdi anladım'' dedi. hakkaten öyle, adam sırf hollywood filmlerindeki o sahneler için oyuncu çağırmış gibi.
bazen bir filmi izlediğim an çok beğenmem; ama aradan biraz zaman geçince, film hakkında hoş düşünceler belirir zihnimde. bu filmi de çıktığımda beğenmediğim için, o gün yorumlamak yerine, biraz vakit geçsin dedim.

bir şair'in biyografisinden esinlenilmiş; bu sebeple film şiirsel bir tınıya sahip. konusu ve konunun işlenişi itibariyle "aman aman" bir durum da mevcut değil. oyunculuklarda da yılmaz erdoğan girdiği "pis herif" modunu gayet pis biçimde yerine getirmiş, harici diğer oyuncularda sırıtan bir durum olmadığı gibi, sırıtmaya neden olacak bir rol de yoktu açıkçası.

filmde dikkati çeken üç tane olumlu husus var, birincisi görüntü yönetmeninin performansı: adam hakikaten işinin hakkını vermiş, hem çekimleri hem çekim açılarıyla oldukça harika kareler izlemeniz mümkün. ikincisi yılmaz erdoğan'ın oyunculuğu, son olarak da sayısı az da olsa kullanılan müzikler.

bunun dışında filmde "ne gereği vardı bu kadar gözümüze sokmanın?" türünden müstehcenlik mevcuttu ki bu filmin en büyük kaybı olmuş.
hoş monica belucci ne diye oynamış filmde, anlamış da olduk gerçi.
sır'ın film çıkışı yaptığı, "bahman ghobadi türk insanını tanımamış. eğer tanıyıp işini bilseydi fragmana şu müstehcen sahnelerden bir iki tanesini yapıştırırdı" dedi, kesinlikle katılıyorum; bu durumda hem kendisinin seyirci sayısı artardı hem de biz bu film yerine başka bir filme giderdik.

son olarak belirtmeden geçemeyeğim bir husus da, eğer monica bellucci'nin rolü seslendirilmemişse, cidden çok sağlam farsça konuşabiliyor imiş. okuduğu şiirlerde bunu net şekilde görebildik.