adı şu sıralar sıklıkla skandallarla anılan ülke. ülke tarihinde yaşanmayan şeyler, şu son birkaç ayda üst üste yaşandı. aslında bir hegemonyanın yıkılışına şahit oluyoruz. çok gürültülü olacaktır elbette. en son oyların tekrar sayımı gündeme gelmişti.
her neyse, malum kendisi 20.yy'ın düzen kurucusuydu. yani kendi hegemonyasını kurmuştur. bu hegemonyayı inşa ettiği saraylarıyla değil, bilakis bir hegemonya kavramını anlatan 3 ana kriterle sağladı. ekonomik güç, kültürel güç, askeri güç. malum pentagon gibi binalarını ise bu hegemonyasını anlatan bir numune olarak inşa etmiştir.
herkesin bildiği gibi dolar, dünyada alışverişin yapıldığı tek para birimi olmuştur. bakınız, ülkemizde dahil birçok ülke halen abd'nin inşa ettiği bu ekonomik düzenin sıkıntısını yaşıyor. dolar yükseldi, dalgalandı, düştü, indi, bindi.
herkesin malumu abd, popüler kültürün gerçek kaynağıdır. yani popüler kültürün mimarı abd'dir. hollywood sinemasıdır. abd, giyim ve gıda sektörleridir. evet, yanlış duymadınız, abd'nin imal ettiği giyim ve gıda ürünleri de birer popüler kültür ikonudur. misalen kot pantolon. misalen hamburger. tabi bu kültür köklü bir geçmişi temsil etmez. fakat avrupa'nın 9.yy'dan itibaren elde ettiği birikimi fütursuzca kullanmaktan çekinmemiş ve bu birikimi tekrar yorumlamıştır. pek kaliteli bir yorum sayılmaz. ama bu yorumlama abd'nin kendisini kültürel bir güç haline getirecek kadar bir birikim elde etmesini sağlamıştır. malum abd medyası bir propaganda makinesidir. bu kültürün tüm dünyaya taşınmasını yine bu medya sağlamıştır.
yine herkesin bildiği gibi abd büyük bir askeri güçtür. dünyada batılıların bilimsel yorumunun taşıyıcısı hatta başat aktörüdür. yine aynı ölçüde teknolojinin de en büyük temsilcisidir. bu teknolojiyi, askeri alanda kullanmaya da çekinmez. yani ürettiği teknolojiyi kısa sürede iki ana bölüme ayırır. askeri ve sivil teknoloji. yani ortada üretilen bir teknoloji var. bunu hem sivillerin hem de ordunun kullanacağı şekle dönüştürür. faydalı ya da zararlı mevzusu bir başka konu. biz sadece bir hegemonya nasıl oluşmuş onu inceliyoruz. her neyse devam edelim. bulduğu askeri teknolojiyi ya da sivil teknolojiyi, inovatif bir değere dönüştürmeyi de ihmal etmez. böylece bu işten para da kazanır. etik ya da değil. yine ayrı bir konu.
uzun lafın kısası, bina inşa etmekle ne süper güç olursunuz, ne de hegemonya kurabilirsiniz. hegemonya kuranlar, kurduğu hegemonyanın bir sembolü olarak bina inşa etmişlerdir. bina inşa ederek hegemonya kurulamayacağını dünya siyaset tarihi mö. 5000'li yıllardan beri bilir. yani medeniyet kurmuş ilk insanlardan beri.
her neyse, malum kendisi 20.yy'ın düzen kurucusuydu. yani kendi hegemonyasını kurmuştur. bu hegemonyayı inşa ettiği saraylarıyla değil, bilakis bir hegemonya kavramını anlatan 3 ana kriterle sağladı. ekonomik güç, kültürel güç, askeri güç. malum pentagon gibi binalarını ise bu hegemonyasını anlatan bir numune olarak inşa etmiştir.
herkesin bildiği gibi dolar, dünyada alışverişin yapıldığı tek para birimi olmuştur. bakınız, ülkemizde dahil birçok ülke halen abd'nin inşa ettiği bu ekonomik düzenin sıkıntısını yaşıyor. dolar yükseldi, dalgalandı, düştü, indi, bindi.
herkesin malumu abd, popüler kültürün gerçek kaynağıdır. yani popüler kültürün mimarı abd'dir. hollywood sinemasıdır. abd, giyim ve gıda sektörleridir. evet, yanlış duymadınız, abd'nin imal ettiği giyim ve gıda ürünleri de birer popüler kültür ikonudur. misalen kot pantolon. misalen hamburger. tabi bu kültür köklü bir geçmişi temsil etmez. fakat avrupa'nın 9.yy'dan itibaren elde ettiği birikimi fütursuzca kullanmaktan çekinmemiş ve bu birikimi tekrar yorumlamıştır. pek kaliteli bir yorum sayılmaz. ama bu yorumlama abd'nin kendisini kültürel bir güç haline getirecek kadar bir birikim elde etmesini sağlamıştır. malum abd medyası bir propaganda makinesidir. bu kültürün tüm dünyaya taşınmasını yine bu medya sağlamıştır.
yine herkesin bildiği gibi abd büyük bir askeri güçtür. dünyada batılıların bilimsel yorumunun taşıyıcısı hatta başat aktörüdür. yine aynı ölçüde teknolojinin de en büyük temsilcisidir. bu teknolojiyi, askeri alanda kullanmaya da çekinmez. yani ürettiği teknolojiyi kısa sürede iki ana bölüme ayırır. askeri ve sivil teknoloji. yani ortada üretilen bir teknoloji var. bunu hem sivillerin hem de ordunun kullanacağı şekle dönüştürür. faydalı ya da zararlı mevzusu bir başka konu. biz sadece bir hegemonya nasıl oluşmuş onu inceliyoruz. her neyse devam edelim. bulduğu askeri teknolojiyi ya da sivil teknolojiyi, inovatif bir değere dönüştürmeyi de ihmal etmez. böylece bu işten para da kazanır. etik ya da değil. yine ayrı bir konu.
uzun lafın kısası, bina inşa etmekle ne süper güç olursunuz, ne de hegemonya kurabilirsiniz. hegemonya kuranlar, kurduğu hegemonyanın bir sembolü olarak bina inşa etmişlerdir. bina inşa ederek hegemonya kurulamayacağını dünya siyaset tarihi mö. 5000'li yıllardan beri bilir. yani medeniyet kurmuş ilk insanlardan beri.