dolayısıyla mehmetçik gazze'ye değil. kendi topraklarımızı koruyacağımız adımları atmak için hareket etmeli. biz hiçbir yeri kurtarmakla mükellef değiliz. buna gücümüz yetmez. bizim yapacağımız en güzel şey insani yardım yapmak ve savaşın durmasını sağlamak.
adamlar kafasındaki armagedon'u ilan etti. bunu uydurmuyorum. benyamin netanyahu'nun ortadoğu'nun yeniden dizayn edileceğini açıklaması, anthony blinken'in "ben buraya bir yahudi olarak geliyorum." diyerek israil'i ziyaret etmesi bunların göstergesi.
cumhurbaşkanı da bunun normal bir durum, normal bir savaş olmadığının farkında. link
çin doğu türkistan'ı unutmuş ortadoğu'da barış havariliğine soyunmuş. maksat barış havariliği değil. tayvan'a yoğunlaşan dikkatleri ortadoğu'ya çekmek. hakeza rusya da öyle. ukrayna üzerine yoğunlaşan dikkatleri ortadoğu'ya çekmek. yani filistin meselesini istismar ediyorlar. iran ise zaten belli. kendi savaşmıyor. filistinlileri kullanıyor.
dolayısıyla ben devletimizin izlediği politikayı sonuna kadar destekliyorum. barışın geleceğine de tüm kalbimle inanıyorum. yeter ki realist politikalara devam edelim. fevri hareket edenlere ve etmek isteyenlere engel olalım. ki başımız belaya girmesin.
pkk'nın hamisi.
abd kuzey suriye'ye düzenlediğimiz son harekattan dolayı son derece rahatsız olmuş olacak ki bizi tehdit etmiş adeta. ışidle mücadele adı altında bize karşı hazırlanan ordunun herkes farkında. link
ama tehdit sökmez. cumhurbaşkanı'nın dediği gibi devletimiz terörü önlemede kararlı. link
cumhurbaşkanı sürekli israil açıklarına yanaşan abd gemilerinin vurgusunu yapıyor ve niyetlerini sorguluyor. başka amaçları olabileceğini vurgulamaya çalışıyor.
"erdoğan konuşmasında nato müttefiki abd'nin bölgeye uçak gemilerini göndermesinin barışa, sükunete, diyaloğa, diplomasiye ve taraflar arasında tansiyonun düşürülmesine hiçbir katkı sağlamadığını da vurguladı. " link
abd bizi yutmaya çalışırken iran, rusya ve çin ise bizi abd ile karşı karşıya getirmeye çalışıyor. iran sırasını savmaya çalışıyor. savaşı ortadoğu'ya yaymaya çalışıyorlar. arap liderler ise el altından israil'e destek vererek durumu kurtarmanın derdinde.
biz kuzey suriye'ye odaklanıp terörü bitirmeye çalışmalıyız. bir taraftan da telefon diplomasisi ile gazze ve filistin sorununu çözmeye çalışmalıyız. cumhurbaşkanı aslında bu savaşın israil ile sınırlı kalmayacağını çok iyi biliyor. ve ateşi canhıraş şekilde söndürmeye çalışıyor. link
istemeye istemeye sosyal devlet politikalarını güçlendirmek zorunda kalan commun
birinci ağızdan türkiye'yi hedef alan, ipleri koparttığını ilan eden ve buna mukabil sitem etmekten öte hiçbir tavır alamadığımız merkezi hükumetimiz. united states'in bir yıldızı mıyız ki biz?
adı şu sıralar sıklıkla skandallarla anılan ülke. ülke tarihinde yaşanmayan şeyler, şu son birkaç ayda üst üste yaşandı. aslında bir hegemonyanın yıkılışına şahit oluyoruz. çok gürültülü olacaktır elbette. en son oyların tekrar sayımı gündeme gelmişti.
her neyse, malum kendisi 20.yy'ın düzen kurucusuydu. yani kendi hegemonyasını kurmuştur. bu hegemonyayı inşa ettiği saraylarıyla değil, bilakis bir hegemonya kavramını anlatan 3 ana kriterle sağladı. ekonomik güç, kültürel güç, askeri güç. malum pentagon gibi binalarını ise bu hegemonyasını anlatan bir numune olarak inşa etmiştir.
herkesin bildiği gibi dolar, dünyada alışverişin yapıldığı tek para birimi olmuştur. bakınız, ülkemizde dahil birçok ülke halen abd'nin inşa ettiği bu ekonomik düzenin sıkıntısını yaşıyor. dolar yükseldi, dalgalandı, düştü, indi, bindi.
herkesin malumu abd, popüler kültürün gerçek kaynağıdır. yani popüler kültürün mimarı abd'dir. hollywood sinemasıdır. abd, giyim ve gıda sektörleridir. evet, yanlış duymadınız, abd'nin imal ettiği giyim ve gıda ürünleri de birer popüler kültür ikonudur. misalen kot pantolon. misalen hamburger. tabi bu kültür köklü bir geçmişi temsil etmez. fakat avrupa'nın 9.yy'dan itibaren elde ettiği birikimi fütursuzca kullanmaktan çekinmemiş ve bu birikimi tekrar yorumlamıştır. pek kaliteli bir yorum sayılmaz. ama bu yorumlama abd'nin kendisini kültürel bir güç haline getirecek kadar bir birikim elde etmesini sağlamıştır. malum abd medyası bir propaganda makinesidir. bu kültürün tüm dünyaya taşınmasını yine bu medya sağlamıştır.
yine herkesin bildiği gibi abd büyük bir askeri güçtür. dünyada batılıların bilimsel yorumunun taşıyıcısı hatta başat aktörüdür. yine aynı ölçüde teknolojinin de en büyük temsilcisidir. bu teknolojiyi, askeri alanda kullanmaya da çekinmez. yani ürettiği teknolojiyi kısa sürede iki ana bölüme ayırır. askeri ve sivil teknoloji. yani ortada üretilen bir teknoloji var. bunu hem sivillerin hem de ordunun kullanacağı şekle dönüştürür. faydalı ya da zararlı mevzusu bir başka konu. biz sadece bir hegemonya nasıl oluşmuş onu inceliyoruz. her neyse devam edelim. bulduğu askeri teknolojiyi ya da sivil teknolojiyi, inovatif bir değere dönüştürmeyi de ihmal etmez. böylece bu işten para da kazanır. etik ya da değil. yine ayrı bir konu.
uzun lafın kısası, bina inşa etmekle ne süper güç olursunuz, ne de hegemonya kurabilirsiniz. hegemonya kuranlar, kurduğu hegemonyanın bir sembolü olarak bina inşa etmişlerdir. bina inşa ederek hegemonya kurulamayacağını dünya siyaset tarihi mö. 5000'li yıllardan beri bilir. yani medeniyet kurmuş ilk insanlardan beri.
turkiye disislerinin aciklamasina gore abddeki son olan siyasi olaylar yuzunden dikkatli olmak gerekliymis. hep amerikalilar, fransizlar, almanlar, ingilizler turkiyede bomba ve teror alarmi verecek degil ya, biraz da biz verelim.yikimi yine kendi yahudi cemaatleri elinden olacaktir insallah. filistinde, irakta, dunyanin tum yaninda masum insanlari katleden bu kansizlarin yikildigini gormeden olmem insallah.
hasta adam.
inşaallah bir imparatorluğun çöküşünü izleyeceğiz. zulüm ve kan deryasında yükselen hegemonyanın yıkılışını, birleşik devletlerin ayrılmış devletler olduğunu göreceğiz. müslüman kılıklı, müslüman kıyafetli adamlarıyla başlattığı sözde bahar, özde islam dünyası'nın kışı, döndü dolaştı kendi topraklarında yeşerdi. cellat, abd'nin boynunu vurmaya hazırlanıyor. celladı ise yıllarca büyütüp semirttiği küresel sermaye. abd'nin içi derin bir kavgaya sahne oluyor. eski milli görüşçülerin dediği kavramlarla konuşacak olursak bir tarafta beynelmilel yahudiler, diğer tarafta siyonistler. kazanan kim olur? izleyip göreceğiz. kavganın derinleşmesi ve abd'yi bir karadelik gibi yutması dua ve temennisiyle...
dünyadaki hegemonyası yıkılan, içeride baş gösteren sorunlarla boğuşan devlet.
2008 ekonomik kriziyle başlayan süreç, "occupy wall street" eylemleriyle yeni bir boyut kazanmıştı. bu dönemde başlayan ekonomik hakların iadesi çalışmaları halen devam etmektedir. sosyal güvenlik sistemi çöken ülkede sağlık sistemi de sinyal vermiş, bunun üzerine devlet bu sistemi tekrar düzenlemeye karar vermişti.
son dönemlerde siyahilere karşı polis şiddetinin artması sonucu başlayan ferguson olayları henüz durulmuş değil. ayrıca tüm ülkede yavaş yavaş artan siyahi hareketler ve buna öfkeli bir patriot abdliler abd yönetimini endişelendirmektedir. olası bir siyahi isyanına müslümanların ve latinlerin destek vereceği aşikar. bu durum endişeyi giderek artırmakta.
dış sorunlarla zor durumda kalan abd, bu konuda içinden çıkılmaz bir karadeliğe doğru çekilmekte. pasifik planları suya düşen obama endişeli, rus yayılmacılığı ve çin'in pasifikteki hareketleri umulmadık hamlelerle istenmeyen boyutlara taşınmaya aday. buna rağmen en büyük rakibi olarak rusya'yı görmektedir. bunda en büyük etmen, rusya'nın elindeki balistik füzelerdir. avrupa'daki siyasi kriz, abd'yi endişelendirmektedir. buna çözüm bulamadığı gibi rusya'nın tehditlerini de askeri yığınak yaparak ve kendi ekonomisini de zora sokmak pahasına yaptırımlarla çözmeye çalışmaktadır.
ortadoğu, abd için adeta bir cehennem haline gelmiştir. istikrarı sağlayamayan abd, iran'la anlaşarak ortadoğu'yu iran'a bırakmayı düşünmektedir. bu süreçte rusya'nın ortadoğu'ya yapacağı ekonomik ve siyasi atak her geçen gün abd'nin üzerine paranoya gibi çökmektedir. giderek artan endişeleri askeri harekatla çözmeyi öneren cumhuriyetçilerin bu teklifleri gerçekçi bulunmamaktadır.
uzakdoğu ve pasifikler abd için çin tehlikesini bertaraf etme zeminidir.
latin amerika ülkeleri ise abd'ye göre brics tehlikesi ile karşı karşıyadır. brezilya'yı ekonomik olarak sıkıştırmaya çalışan abd'nin brezilya'nın rusya ile kurduğu ekonomik ilişkiler sonucu, hamlesi başarısızlıkla sonuçlanmıştır.
küresellerin kaos istekleri, abd derinleriyle küresellerin ittifakı, abd gibi ab'deki kapitalistleri endişelendirmektedir. dünyada örtülü savaş, şimdilik bu iki grubun savaşıdır. sonuçlar ne olacak, zamanla göreceğiz.
eski dostu çin ve rusya'yı terörist devlet olarak niteleyen ve güvenlik belgesine alan ülke. iki ülke pentagon'un yeni düşmanlarıymış. bu seferkiler seni üfler be koçum.