at – dertli sözlük
köpeğin sadakatine karşılık, asaleti ile göz dolduran hayvan. evet, hayvan, ama bunda bu tanımlama yavan kalıyor birazcık, zira asalet ve hayvan yan yana pek durmuyor. bu güzide mahlukun, ehlileşen ve yabani olmak üzere iki türü bulunur, safkan araplar, i̇ngilizler ve şair cinsi üzerinden palazlanan bir kumar sektörü var, yarış adı altında. öte yandan bahis hipodromlar değil, haralar hiç değil, bahis onların ayaklarına nal çakan, ehil olmalarına vesayet eden imrahorlardır bahis. ve aslında imrahorlar safi bir mevzu değil, mevzu devşirme olmaları, cihân-ı devlet-i azam olan ismaniye politikaları, geçmiş ve gelecek, an ve zaman, bağ ve saman, şaire hâl ile ahval. i̇mrahor sadece kelimeler ülkesinin ayak izi, ülkenin dört bucağı paragraf bezeli. atlar, atalar, analar, anahtarlar, ah ile atlılar, aman da aman daha neler neler... hayvanları seviyoruz, filleri ve kelebekleri, yeşil çimeni, kum ve yosunu. yer ile gök arası ne desen varsa matlup olduğumuz ve mağlubiyet boyun borcumuz. hülasa; cihân at sırtında taksim edilmiştir. eskiler eskimez, eskimeyen her şey eskidir. şimdi vakit, oya işler gibi, kelimelerden nal çakmaktır! devşirilmiş imrahorların hüznü ile yoldaş ve hüznün bizatihi kendi ile karındâş.
insanların atlara olan zaafı kur'an'da imtihan vesilesi olarak zikredilir.günümüz ilim adamları bunu farklı şekil ve suretlerde tevil etselerde, aşikar olan mana ortadadır.http://www.kuranmeali.org/3/ali_imran_suresi/14.ayet/kurani_kerim_mealleri.aspx
bir satranç taşıdır. 4 kareden oluşan büyük l harfi çizerek ilerler ve diğer taşların üzerinden atlayabilir.
(vurgula: hz.süleyman ve atlar)
hani ona akşama yakın, bir ayağını tırnağı üstüne diken, öbür üç ayağıyla toprağı kazıyan, yağız atlar sunulmuştu. o da demişti ki: "gerçekten ben, mal (veya at) sevgisini rabbimi zikretmekten dolayı tercih ettim." sonunda bu atlar (koştular ve toz) perdesinin arkasına saklandılar."
(sad suresi, 31-32)

onları bana geri getirin" (dedi). sonra (onların) bacaklarını ve boyunlarını okşamaya başladı.
(sad suresi, 33)

hz. süleyman atlara duyduğu sevgi ile rabbine tevekkül ediyordu.. (*)