başörtü yasağı zulmünde direniş bir anlamda kıymetliydi fakat sonrasındaki imtihanı kaybettik. ama "başörtülüler şöyle böyle, tesettür bozuldu" şeklinde bir imtihan kaybından söz etmiyorum. asla. imtihanın kaybedilmesinde de o başörtülüler yahut "iyice bozuldular" denilen başörtülü kesim, belki de en masum halka. bunu burda keseyim, belki daha sonra, teferruatıyla yazarım. ama çok da yazasım yok.meselenin siyasi boyutuna gelmek istiyorum.peygamber efendimizin uygulamarında bir kadına giydiği kıyafetten ötürü bir ceza yok. yakınlarına birkaç ikaz var. hz ebubekir'in kızı esma'yı çok ince bir kıyafet giydiği için ikaz etmişliği var. onun günümüze izdüşümünü alın. sonra saçla ilgili, uygulaması olan çok fazla bir ceza yok.fakat peygamberimiz "zekatını vermeyen kabilenin üzerine ordu sürmüş".başörtülüler, başıaçıklar, giyinikler derken bu meseleyi islamın en büyük emriymiş gibi en çok konuşulan mevzuu yapan müslüman siyasetçilerin, düşünürlerin, islamcıların zekat, para yönetimi, devlet ilişkileri ve sair meselelere yaklaşım biçimlerini hiç sorguladınız mı?yahut kendileri bu anlamda bir 'delikanlılık' yapabiliyorlar mı?bu noktada;bir teori fakat mesele de budur: (*)#447119