#447124
tanımda bahsedilen mevzuya genel olarak katılmakla beraber meselenin sonuç kısmının peygamber dönemiyle kıyaslanarak yapılmasının eksiklik olduğunu düşünüyorum. şöyle ki;
en temel sorun, o dönemde insanların inen ayetlerle bizzat muhatap olup; ayetlerin kendilerinden istediğini hemen yerine getirmeleri(*) gibi bir güzelliğin bizim dönemimizde söz konusu olmaması.
bırak ayetin emrini öğrenildiği vakit uygulamayı, kur'an'ı eline alıp baştan sona "anlamak için" okuyan sayımız devede kulak maalesef. dinimizi kur'an ve sünnetten öğrenmiyoruz ve rab kavramı hayatımızda yer etmemiş.
ikinci husus da, kur'an'ın indiği ilk coğrafyada hem iklim hem de kültür gereği örtünme çok da problem değildi özellikle kadınlar için. hatta tesettür noktasında peygamberin erkeklere dönük ikazları hiç de azımsanmayacak miktarda.
bugün ise tesettür toplumsal bir problem. tekstil, moda, reklam ve alışveriş sektörü el ele verdiler ve işin şirazesi kaydı resmen. peygamberimiz bu dönemde yaşasaydı ceza uygular mıydı emin değilim; ama toplumsal bir problem haline gelmiş bir sorunda kapsamlı bir şeyler düşünürdü buna eminim.
diğer meseleye gelirsem... başörtüsü ve tesettür bu ülkenin en çok konuşulan mevzuu olduğunu hiç düşünmüyorum. tanımın sonunda belirtilen husus gibi, elde tutulan kartlardan sadece bir tanesi.
nureddin yıldız dışında meseleyi incelikle alan başka da kimse yok gibi gibi. bu meselede de eksik bırakılan husus, sadece tesettürü hedefe koyup onun üzerinden açıklamalar yapmamız. bizim problemimiz temelden başlıyor. hayatımıza yön veren rablerimizi belirleyip onları devirip yerine yalnızca allah'ın rab olduğu gerçeğini koymazsak da bu problem hiçbir zaman bitmez...
asra yemin olsun ki...
...
tanımda bahsedilen mevzuya genel olarak katılmakla beraber meselenin sonuç kısmının peygamber dönemiyle kıyaslanarak yapılmasının eksiklik olduğunu düşünüyorum. şöyle ki;
en temel sorun, o dönemde insanların inen ayetlerle bizzat muhatap olup; ayetlerin kendilerinden istediğini hemen yerine getirmeleri(*) gibi bir güzelliğin bizim dönemimizde söz konusu olmaması.
bırak ayetin emrini öğrenildiği vakit uygulamayı, kur'an'ı eline alıp baştan sona "anlamak için" okuyan sayımız devede kulak maalesef. dinimizi kur'an ve sünnetten öğrenmiyoruz ve rab kavramı hayatımızda yer etmemiş.
ikinci husus da, kur'an'ın indiği ilk coğrafyada hem iklim hem de kültür gereği örtünme çok da problem değildi özellikle kadınlar için. hatta tesettür noktasında peygamberin erkeklere dönük ikazları hiç de azımsanmayacak miktarda.
bugün ise tesettür toplumsal bir problem. tekstil, moda, reklam ve alışveriş sektörü el ele verdiler ve işin şirazesi kaydı resmen. peygamberimiz bu dönemde yaşasaydı ceza uygular mıydı emin değilim; ama toplumsal bir problem haline gelmiş bir sorunda kapsamlı bir şeyler düşünürdü buna eminim.
diğer meseleye gelirsem... başörtüsü ve tesettür bu ülkenin en çok konuşulan mevzuu olduğunu hiç düşünmüyorum. tanımın sonunda belirtilen husus gibi, elde tutulan kartlardan sadece bir tanesi.
nureddin yıldız dışında meseleyi incelikle alan başka da kimse yok gibi gibi. bu meselede de eksik bırakılan husus, sadece tesettürü hedefe koyup onun üzerinden açıklamalar yapmamız. bizim problemimiz temelden başlıyor. hayatımıza yön veren rablerimizi belirleyip onları devirip yerine yalnızca allah'ın rab olduğu gerçeğini koymazsak da bu problem hiçbir zaman bitmez...
asra yemin olsun ki...
...