başörtüsü – dertli sözlük
başörtü yasağı zulmünde direniş bir anlamda kıymetliydi fakat sonrasındaki imtihanı kaybettik. ama "başörtülüler şöyle böyle, tesettür bozuldu" şeklinde bir imtihan kaybından söz etmiyorum. asla. imtihanın kaybedilmesinde de o başörtülüler yahut "iyice bozuldular" denilen başörtülü kesim, belki de en masum halka. bunu burda keseyim, belki daha sonra, teferruatıyla yazarım. ama çok da yazasım yok.meselenin siyasi boyutuna gelmek istiyorum.peygamber efendimizin uygulamarında bir kadına giydiği kıyafetten ötürü bir ceza yok. yakınlarına birkaç ikaz var. hz ebubekir'in kızı esma'yı çok ince bir kıyafet giydiği için ikaz etmişliği var. onun günümüze izdüşümünü alın. sonra saçla ilgili, uygulaması olan çok fazla bir ceza yok.fakat peygamberimiz "zekatını vermeyen kabilenin üzerine ordu sürmüş".başörtülüler, başıaçıklar, giyinikler derken bu meseleyi islamın en büyük emriymiş gibi en çok konuşulan mevzuu yapan müslüman siyasetçilerin, düşünürlerin, islamcıların zekat, para yönetimi, devlet ilişkileri ve sair meselelere yaklaşım biçimlerini hiç sorguladınız mı?yahut kendileri bu anlamda bir 'delikanlılık' yapabiliyorlar mı?bu noktada;bir teori fakat mesele de budur: (*)#447119
#447124
tanımda bahsedilen mevzuya genel olarak katılmakla beraber meselenin sonuç kısmının peygamber dönemiyle kıyaslanarak yapılmasının eksiklik olduğunu düşünüyorum. şöyle ki;

en temel sorun, o dönemde insanların inen ayetlerle bizzat muhatap olup; ayetlerin kendilerinden istediğini hemen yerine getirmeleri(*) gibi bir güzelliğin bizim dönemimizde söz konusu olmaması.
bırak ayetin emrini öğrenildiği vakit uygulamayı, kur'an'ı eline alıp baştan sona "anlamak için" okuyan sayımız devede kulak maalesef. dinimizi kur'an ve sünnetten öğrenmiyoruz ve rab kavramı hayatımızda yer etmemiş.
ikinci husus da, kur'an'ın indiği ilk coğrafyada hem iklim hem de kültür gereği örtünme çok da problem değildi özellikle kadınlar için. hatta tesettür noktasında peygamberin erkeklere dönük ikazları hiç de azımsanmayacak miktarda.
bugün ise tesettür toplumsal bir problem. tekstil, moda, reklam ve alışveriş sektörü el ele verdiler ve işin şirazesi kaydı resmen. peygamberimiz bu dönemde yaşasaydı ceza uygular mıydı emin değilim; ama toplumsal bir problem haline gelmiş bir sorunda kapsamlı bir şeyler düşünürdü buna eminim.

diğer meseleye gelirsem... başörtüsü ve tesettür bu ülkenin en çok konuşulan mevzuu olduğunu hiç düşünmüyorum. tanımın sonunda belirtilen husus gibi, elde tutulan kartlardan sadece bir tanesi.
nureddin yıldız dışında meseleyi incelikle alan başka da kimse yok gibi gibi. bu meselede de eksik bırakılan husus, sadece tesettürü hedefe koyup onun üzerinden açıklamalar yapmamız. bizim problemimiz temelden başlıyor. hayatımıza yön veren rablerimizi belirleyip onları devirip yerine yalnızca allah'ın rab olduğu gerçeğini koymazsak da bu problem hiçbir zaman bitmez...

asra yemin olsun ki...
...