mevdudi, fazlurrahman,faruki,seyyid hüseyin nasr, muhammed hamidullah, muhammed arkoun, ismail raci faruki,hasan hanefi, nasr hamid ebu zer,hüseyin atay,hayrettin karaman, bekir topaloğlu, süleyman uludağ,m.nakib el attas gibi çağdaş islam düşünürleri ve ibn haldun, ahmed cevdet paşa,said halim paşa, filibeli ahmet hilmi, ahmed naim,mehmed akif ersoy, elmalılı muhammed hamdi yazır, ahmed hilmi akseki, hilmi ziya ülken, sabri fehmi ülgener, osman turan, necip fazıl kısakürek, cemil meriç,nurettin topçu, erol güngör, sezai karakoç, ismet özel, rasim özdenören, aliyya izzet begoviç, muhammed ikbal gibi medeniyet öncülerimizin düşünceleri, muhakeme yeteneği kullanılarak okunursa çözülebileceği kanaatindeyim.
eğer kast edilen şey mütefekkirlerin az olması ise gayet olağan bir durumdur.mütefekkirlerin kendilerini mevzun kıldıkları en büyük vazifelerden birisi bazı şeytanilerin de bilerek ama insanların büyük çoğunluğunun farkında olmadan yaptığı yanlışları fark edip kendi ufku, kabiliyeti kadarınca bunlara çözüm yolları üretmeye gayret etmektir.yüksek irade isteyen bir iştir çünkü bu iki kesim tarafından da baskı altında bırakılıcaktır.bu yanlışları kendileri için fırsata çeviren şeytanilerin düşmanlıkları yanında yaptığı yanlışların farkında olmayan insanlar da kendisine su-i nazar ile bakıcaktır.zira insanların alışkanlıklarından vazgeçmesi zordur.yanlış yaptığını kabullenmesi de.
bu mücadele, içinde bulunduğumuz asırda çok daha zor bir hale girmiş durumda.şeytaniler hiç bu kadar güçlü, insanlar hiç bu kadar bencil, hatasını kabullenmez olmadı.ayrıca hayvani his ve heveslerin daha çizgi film çağından galeyana gelmeye hazır hale getirildiği bu asırda, bunlardan sıyrılma iradesine sahip olmak çok güçleşti.dolayısıyla insanların kabiliyetlerini ortaya çıkarması çok daha zor hale geldi.yani tohumlar bu kadar baskı altında ağaç olmaları gerektiğinin dahi farkına varmadan çürüyüp gidiyorlar.allah yardımcımız olsun.