belkide kıymet bilmeyişimizin adına kıtlık diyoruz. nice değerlerimiz, güzel insanlarımız var ama herkes kendini alim sandığı için hakettikleri değerleri görmüyorlar. mütefekkirlerin aynı zamanda birer 'melek' olması gerektiğini düşünüyoruz. bu yüzden olsa gerek 'kendimizce yanlış' gördüğümüz en ufak hatalarında onları alaşağı ediyoruz. sonra vay efendim kıtlık var. oysa olan kıtlık değil kıymet bilmemezlik.
kıtlık olduğu bir gerçektir. hem de yadsınamayacak bir gerçek. mütefekkir bildiklerimiz, sorunun gerçek kaynağına inmek yerine, derleyip toplayıp herşeyi bir düzene sokmak yerine popülizm yapmakla meşgul. "melek" olması gerekmez. "şeytan" olmasın yeter. kıymeti bilinmesi gerekenlerin kıymeti biliniyor.
(bkz:necip fazıl kısakürek)
(bkz:bediüzzaman)
tabi düşünmeyi unutan bir topluma düşünmeyi anlatacak insanların önce düşünmeyi öğrenmesi, arkasından tefekkürü öğrenmesi gerekir. (*)