farklı boyutlarla tanımlanması gereken özgürlük.
allah'ın her insana tanıdığı bir ekonomik özgürlük var.
ve insana emrettiği bir hayat tarzı var.
evvela kadının ekonomik özgürlüğünden kasıt, modern dünyanın dayattığı 'çalışmayan kadın özgür değildir, kadın çalışarak, para kazanarak üzerindeki erkek otoritesini yok etmeli.' şeklindeki zırvalık, kadını kararların istişareyle alındığı tek otoriteye bağlı bir sistemden alıp birden çok ve namahrem erkeğin otoritesine bağlar ki bu zulümdür.
kadının ekonomik özgürlüğüyle ilgili en harika sistem islamım çizdiği sistemdir.
bu sistemde kadına çalışıp para kazanma hakkı tanınmış ama aynı zamanda isterse çalışmama hakkı da tanınmış. ancak erkeğin böyle bir özgürlüğü yok.
kadının nafakasını temin etmek erkeğe farzdır. kendi aç kalacaksa dahi kadının nafakasını temin etmeli.
bu boyutu ataerkil bir toplum olduğumuz için kadının itaatle ilgili vazifesi olarak kabul ediyoruz ancak ev hanımının ev işlerini görmesi, evi süpürmesi yemek yapması ve hatta çocuğunu emzirmesi dahi dinin kadına farz kıldığı ve erkeğe olan hakkı ve itaati kapsamına giren işlerden değil. kadının bu tür işleri görmesi fıtratından, toplum yapısından ve ahlakındandır.
kadın çocuğunu emzirmek istememe hakkına sahiptir bu durumda da süt anne bulmak, ücretini ödemek erkeğin vazifesidir. keza diğer ev işleri de.
boyutlardan diğeri de kadının çalışması ve çalışan, para kazanan kadının ekonomik özgürlüğü.
burda da kadın erkeğe nisbeten daha özgür.
kadın fıtratına aykırı ortamlarda ve işlerde çalışmamalı ancak bu sınırlama erkek için de geçerli.
(erkeğin fiziki yapısı daha dayanıklı olduğundan çalışma alanları daha geniiş olabilir elbette.)
erkek kazandığını ailesine harcamakla mükellef fakat bu kadın için geçerli değil.
kadının kendi kazandığı paradan eşine verdiği para yardım, sadaka kapsamına giriyor.
asrı saadette yaşanmış bir hadise:
abdullah bin mesut, kuranı en iyi bilen sahabilerden. yoksul fakat eşi iş kadını. zengin kadınlardan. abdullah bin mesud, eşine sadakanı (imam şafiiye göre zekatını) bana verebilirsin der. hz zeynep binti muaviye itiraz eder, 'olur mu?' der, 'senin için harcadığım sadaka olmaz' der. beraberce efendimiz'e gider, sorarlar.
efendimiz, 'eşine sadaka verebilirsin' der ve ilave eder.
''evet, onun iki ecri vardır; biri akrabalık ve sılayı rahim ecri, diğeri sadaka ecri.''
son tahlide, asıl hayat dunya hayatı değildir, ekonomik özgürlüğü de öte dünyayı mahvedecek şekilde kullanmak kadın ya da erkek farketmez, insaniyeti yok eder. allah'a sığınırız.
allah'ın her insana tanıdığı bir ekonomik özgürlük var.
ve insana emrettiği bir hayat tarzı var.
evvela kadının ekonomik özgürlüğünden kasıt, modern dünyanın dayattığı 'çalışmayan kadın özgür değildir, kadın çalışarak, para kazanarak üzerindeki erkek otoritesini yok etmeli.' şeklindeki zırvalık, kadını kararların istişareyle alındığı tek otoriteye bağlı bir sistemden alıp birden çok ve namahrem erkeğin otoritesine bağlar ki bu zulümdür.
kadının ekonomik özgürlüğüyle ilgili en harika sistem islamım çizdiği sistemdir.
bu sistemde kadına çalışıp para kazanma hakkı tanınmış ama aynı zamanda isterse çalışmama hakkı da tanınmış. ancak erkeğin böyle bir özgürlüğü yok.
kadının nafakasını temin etmek erkeğe farzdır. kendi aç kalacaksa dahi kadının nafakasını temin etmeli.
bu boyutu ataerkil bir toplum olduğumuz için kadının itaatle ilgili vazifesi olarak kabul ediyoruz ancak ev hanımının ev işlerini görmesi, evi süpürmesi yemek yapması ve hatta çocuğunu emzirmesi dahi dinin kadına farz kıldığı ve erkeğe olan hakkı ve itaati kapsamına giren işlerden değil. kadının bu tür işleri görmesi fıtratından, toplum yapısından ve ahlakındandır.
kadın çocuğunu emzirmek istememe hakkına sahiptir bu durumda da süt anne bulmak, ücretini ödemek erkeğin vazifesidir. keza diğer ev işleri de.
boyutlardan diğeri de kadının çalışması ve çalışan, para kazanan kadının ekonomik özgürlüğü.
burda da kadın erkeğe nisbeten daha özgür.
kadın fıtratına aykırı ortamlarda ve işlerde çalışmamalı ancak bu sınırlama erkek için de geçerli.
(erkeğin fiziki yapısı daha dayanıklı olduğundan çalışma alanları daha geniiş olabilir elbette.)
erkek kazandığını ailesine harcamakla mükellef fakat bu kadın için geçerli değil.
kadının kendi kazandığı paradan eşine verdiği para yardım, sadaka kapsamına giriyor.
asrı saadette yaşanmış bir hadise:
abdullah bin mesut, kuranı en iyi bilen sahabilerden. yoksul fakat eşi iş kadını. zengin kadınlardan. abdullah bin mesud, eşine sadakanı (imam şafiiye göre zekatını) bana verebilirsin der. hz zeynep binti muaviye itiraz eder, 'olur mu?' der, 'senin için harcadığım sadaka olmaz' der. beraberce efendimiz'e gider, sorarlar.
efendimiz, 'eşine sadaka verebilirsin' der ve ilave eder.
''evet, onun iki ecri vardır; biri akrabalık ve sılayı rahim ecri, diğeri sadaka ecri.''
son tahlide, asıl hayat dunya hayatı değildir, ekonomik özgürlüğü de öte dünyayı mahvedecek şekilde kullanmak kadın ya da erkek farketmez, insaniyeti yok eder. allah'a sığınırız.