kadının ekonomik özgürlüğü – dertli sözlük
kadının ekonomik özgürlüğünü tanımlamak için önce sanırım ekonomik özgürlük'ü tanımak gerekir. ekonomik özgürlük, kişinin istediği şeyi, istenilen parayı verdiği müddetçe elde etmesi gibi geliyor bana. burdan düşününce, ekonominin özgürlüğü olmaz. olsa olsa, insanların kapitalist düzende harcamalarına bulduğu kılıf olur.

özgürlük, küçücük yaşlarda, kız çocuğuna alması öğütlenen değerli özgürlük.

çevre/aile tarafından erkek ile eşit olduğu ve kendisinin de aynı paraları kazanabileceği, böylece eşine bağımlı olmaması gerektiği öğütlenir. böylece aile içerisinde daha fazla sözünün geçeceği, istediği şeyleri alabileceği/yapabileceği söylenir. böylece bu sistemde büyüyen kızlar, ekonomik özgürlüklerini elde edene kadar sayısız sıkıntı ve çile çekerler. aldıktan sonra da, eşleri tarafından hayır denmesine alışık olmayan bu kızlar, kendi bildiklerini okumaya başlarlar.

bir de şu olay var, erkekler vazifelerini yeterince yapmadıkları için kadınlar ekonomik anlamda özgürlük elde etmek zorunda kalmışlardır. evde, maddi anlamda sorumluluk sahibi eş iken, bir anda bu yük kadının omuzlarına binmiştir. mesele özgürlüklerden çok, rollere sahip çıkabilme hakikatidir.

hiç iyi bir yanı yok mu diye düşünüyorum, vardır belki.
kadının ekonomik hürriyeti demek istediğim olgudur. kadının ekonomik hürriyeti olması gereken hürriyetlerden bir tanesidir. zira kadının gerektiği zaman evine bakması söz konusu olabiliyor. sıkıntı şurada:
"toplumda oluşan özgür kadın algısı bu ekonomik hürriyeti manipüle etmektedir. her hürriyet anlayışında olduğu gibi kişinin kullanımında sınırlama gerekmektedir. kadına dikte edilen düşünce, parayı istediği gibi kullanma fikridir. bu fikir doğrultusunda hayatına bir ideal oluşturan kadın, özgür kadın olma hayali içerisinde parayı araç olmak yerine amaç haline getirmektedir. bu yanlış algı dinimiz ve toplum nezdinde hayanın sembolü olan kadının bir dünya metaı haline gelmesine sebep olabilmektedir. bu nedenle kadının ekonomik özgürlüğüne engel olmak yerine, özgür kadın algısının yenilmesi gerekir. beyinlerdeki algılar değiştikçe, kavramlar yerli yerine oturacaktır. mesele algıyı değiştirmektir."
mesela hz. hatice (r.a) çok zengindir. bu zenginliğini rasulullah (sav)'in mücadelesi için harcamıştır. parayı kullanma hususunda oluşan algı bozukluğu, modern dünyanın eseridir. erkekte de olan bu bozukluk, kadında biraz daha kronik hale gelmektedir. bu kronikleşmenin sebebi dinimizce ve toplum nezdinde kadına biçilen rolden kaynaklanmaktadır. haliyle yukarıda da belirttiğim gibi özgür kadın algısının yenilmesi gerekmektedir.
kadınlara bu düşünceleri aşılayan ve özgürlüğünü parayla kazanacağını dikte eden eden toplumlar
şimdi koruyamadıkları kadınları yüzünden ahlaken bitme noktasına geliyorlar.
çünkü kadınlar ekonomik bağımsızlık adına vermedik taviz bırakmıyorlar bu arada toplumun
mimarının kadınlar(anneler) olduğu gerçeği de unutuluveriyor.ve toplumlar bataklıklarda bocalıyorlar.
nihayetinde kadınları bu düşüncelere sevkeden de görevinin sorumluluğunda olmayıp kendi görevini kadının yapmasını bekleyenlerdir.herkes görev ve sorumluluğunun farkına varsa tüm sorunlar bir anda çözülecek aslında.ah islam'ı yaşamayı bir becerebilsek.
farklı boyutlarla tanımlanması gereken özgürlük.
allah'ın her insana tanıdığı bir ekonomik özgürlük var.
ve insana emrettiği bir hayat tarzı var.

evvela kadının ekonomik özgürlüğünden kasıt, modern dünyanın dayattığı 'çalışmayan kadın özgür değildir, kadın çalışarak, para kazanarak üzerindeki erkek otoritesini yok etmeli.' şeklindeki zırvalık, kadını kararların istişareyle alındığı tek otoriteye bağlı bir sistemden alıp birden çok ve namahrem erkeğin otoritesine bağlar ki bu zulümdür.

kadının ekonomik özgürlüğüyle ilgili en harika sistem islamım çizdiği sistemdir.

bu sistemde kadına çalışıp para kazanma hakkı tanınmış ama aynı zamanda isterse çalışmama hakkı da tanınmış. ancak erkeğin böyle bir özgürlüğü yok.
kadının nafakasını temin etmek erkeğe farzdır. kendi aç kalacaksa dahi kadının nafakasını temin etmeli.
bu boyutu ataerkil bir toplum olduğumuz için kadının itaatle ilgili vazifesi olarak kabul ediyoruz ancak ev hanımının ev işlerini görmesi, evi süpürmesi yemek yapması ve hatta çocuğunu emzirmesi dahi dinin kadına farz kıldığı ve erkeğe olan hakkı ve itaati kapsamına giren işlerden değil. kadının bu tür işleri görmesi fıtratından, toplum yapısından ve ahlakındandır.
kadın çocuğunu emzirmek istememe hakkına sahiptir bu durumda da süt anne bulmak, ücretini ödemek erkeğin vazifesidir. keza diğer ev işleri de.

boyutlardan diğeri de kadının çalışması ve çalışan, para kazanan kadının ekonomik özgürlüğü.
burda da kadın erkeğe nisbeten daha özgür.
kadın fıtratına aykırı ortamlarda ve işlerde çalışmamalı ancak bu sınırlama erkek için de geçerli.
(erkeğin fiziki yapısı daha dayanıklı olduğundan çalışma alanları daha geniiş olabilir elbette.)
erkek kazandığını ailesine harcamakla mükellef fakat bu kadın için geçerli değil.
kadının kendi kazandığı paradan eşine verdiği para yardım, sadaka kapsamına giriyor.
asrı saadette yaşanmış bir hadise:
abdullah bin mesut, kuranı en iyi bilen sahabilerden. yoksul fakat eşi iş kadını. zengin kadınlardan. abdullah bin mesud, eşine sadakanı (imam şafiiye göre zekatını) bana verebilirsin der. hz zeynep binti muaviye itiraz eder, 'olur mu?' der, 'senin için harcadığım sadaka olmaz' der. beraberce efendimiz'e gider, sorarlar.
efendimiz, 'eşine sadaka verebilirsin' der ve ilave eder.
''evet, onun iki ecri vardır; biri akrabalık ve sılayı rahim ecri, diğeri sadaka ecri.''

son tahlide, asıl hayat dunya hayatı değildir, ekonomik özgürlüğü de öte dünyayı mahvedecek şekilde kullanmak kadın ya da erkek farketmez, insaniyeti yok eder. allah'a sığınırız.
üniversiteye başlamadan önce hiçbir bankada hesabım yokken an intibari ile çeşitli sebeplerden ötürü altı farklı bankada hesabımın olması. hiç bu kadar özgür olmamıştım! atm özgürlüğü. (bkz:yetersiz bakiye)
ev geçindirme gibi bir mükellefiyeti olmadığından ötürü debdebeli bir özgürlük. i̇slâm hukukuna göre durum bu. yalnız medeni hukuk bir yana teorik ile pratik uyuşmazlık sözkonusu. binaenaleyh; kadın ihtiyaç sahiplerine vermelidir. aksi hâlde hır ile gür çıkar. bir de olayı modern hayat düzleminde değerlendirince sonuç kısmen şu; medeni hukuk ve modernize kadına ekonomik özgürlüğü vermiş ve bunu şaşalı makyaj ve giyim ile geri almıştır. kadın olsaydım, bir de o pencereden bakardım olaya. ama değilim, müesses değil müzekkerim ben. o pencereden yine bakmak istedim bak şimdi: özgürlük bir yanılsama ve insan ölmeden mutlak manada özgür değildir. bir de şu var, insan rabbini bilmeden ve onu yegâne menzil kılmadan özgürlüğün ö harfinden bahis edemez. ancak ona köle olunca özgür oluruz.
ekonomik özgürlük diyenler econominin ev yönetimi (yunanca oikos:ev nomos:yönetim, düzen) anlamına haiz olduğunu saklıyorlar...