cumhuriyetçi teyze

ankarada özellikle kızılay'a yakın yerlerde ve genellikle ayrancı, oran civarında neslini sürdürmektedirler.. genelde evlatlarının varlığıyla yokluğu birdir ve 'i evde kuçukuçu besleyerek yalnızlıklarını bastırmaya çalışır..
(bkz:bir şeyin boşluğunu kendisi doldurur)

-oğlum sen hoca mısın?
+hayır teyze
-o zaman neden takke takıyorsun?
+müslüman'ım
-burda herkes müslüman ama onlar takıyor mu?
+teyze bu benim tercihim
-ne tercihi sizin yaptığınız siyasi simge,atatürk türkiyesi'nde olur mu böyle şeyler vs. vs. vs.
+buyur teyze otur
-yok,istemez (sonra homurdanarak gider)
(olay gerçektir,bugün metro beklerken yaşadım)

19 mayıs'ta anıtkabir'de "atatürk'e fatiha okuyalım mı" diye aramızda konuşurken, bize dönüp "bu gençlik nereye gidiyor" deyip, karanfilini bırakıp giden teyze.

bir zamanlar ankara'da bir açık hava sinemasına gitmek istemiştim. abim de "meocum burası kızıl saçlı cumhuriyetçi teyze kaynıyor, ters ters bakarlar şimdi sana, gelme bence, gerilirsin." demişti. böyle teyzeler. kısa kızıl ya da sarı saçlı, kırmızı ojeli, kırmızı rujlu.
başka sebeplerin de etkisi ile gitmekten vazgeçmiştim ama pişman oldum sonra. neden garip garip bakacaklar diye gitmiyorum ki bir yere diye kızmıştım kendime. açık hava sineması izleyememek de içimde kaldı. takılmayın siz o bakışlara. siz de bakın öyle teyzelere ters ters. başörtünüz için acıdıklarında da siz de acır gözlerle bakın onlara mesela. (*)

paşa karısı olanları iticidir.

kendilerine has bir ses tonları vardır.

her yerde muhakkak en az bir adet var, kamuda, özelde, hastanede, otobüste vs. tesettürlü birini gördüklerinde taciz ederler. ya gözle, ya sözle. bazıları sevimli görünerek, çok gençsin, güzelsin neden kapandın diye sorarlar. bu teyzelerin akademisyen olanları hiç çekilmez, kentsel dönüşüm gezisinde tek tesettürlü olduğumdan mıdır nedir, yanıma yaklaşarak ilahiyatçısınız sanırım gezmeye mi geldiniz demişti.

sıcak mı sıcak bir yaz günü sıkıntılı bir otobüs yolculuğu... ter kokusu, parfüm kokusu birbirine karışmış. yol tıkanmış. iç sıkıntısıyla sesli nefesler veriliyor. alınlardan terler süzülüyor.
şoför bir sigara yakıyor üstüne. pis dumanı sigaranın,
insanların arasından dolaşıp bu tabloda yerini alıyor. tahammül limitleri zorlanmış bir otobüs insan.
ve o an geliyor sevgili sözlük.
o beklenmedik an. tüm ruhsal dengeleri alt üst edecek, insanları kırıp geçecek o gür zil sesi yayılıyor çantanın içinden:

''dııt dıt dıtdıtdıtdıt dıtdıtdıtdıt dııııt
dııt dıt dıtdıtdıtdıt dıtdıtdıtdıt dııııt

izmir'in dağlarında çiçekler açar
izmir'in dağlarında çiçekler açar..''

yani sözlük, bazıları çok çılgındır. dudaklarınızı birbirine sıkıca bastırırsınız, gülmemek için kendinizle mücadele edersiniz ama nafile...