komünizm – dertli sözlük
savunucularının sayısı neredeyse hep sabit olan ve yaş ortalamları 22-23 ü geçmeyen ideolojik görüş.
yirmisinde komünist olmayanın kalbi, kırkında hala komünist olanın aklı yoktur,demiş (bkz:george bernard shaw)
komünizm; "eşitlik" ile yürümeye çalışan bir fikir akımıdır ama eşitliğin yanında "adaleti" unutan, eşitlik için hak edenin hakkını hak etmeyenle paylaştıran ve bunu yapmak için "komünizm" haricinde ki tüm olguları(din vb.) yıkarak devletin mutlak hakimiyeti üzerine kurulan dengesiz bir düzendir.
rusya’da uygulanan hali marksizm’in birçok teorisi ile uyuşmaz. bir kere klasik marksist teoride sınıflı toplum yapısı ve devlet yoktur. halbuki sovyet rejimi için devlet her şeydir. kapitalizmde nasıl burjuva soyguncuysa komunizmde de devlet soyguncu durumuna geçmiştir. yine işçi sınıfının bir hakimiyeti de söz konusu değildir. devlet komunist parti adı altında elit bir kesim tarafından yönetilmiştir. zaten komunist devrimin işçi sınıfının çok yoğun olduğu almanya ve fransa gibi ülkelerde değil de 200 milyonluk nüfüsunun yalnız 2.5 milyonu işçi olan rusya’da çıkması marksist teoriye taban tabana zıttır.

her ne kadar komünizmde eşitlikçi bir yapıdan söz edilse de teorikte böyle bir durum hiç oluşmamıştır. sovyet rusya’da vasat bir işçinin geliri ile ortalama memurun geliri arasında 25-30.000 ruble fark olduğunu biliyoruz. bunu komünist parti yöneticilerin maaşları ile karşılaştırırsak arada yüz katlık bir fark olduğunu görürüz. sovyet toplumunu sosyologlar tarım ve sanayi işçilerinden müteşekkil alt sınıf; memur, mühendis gibi yüksek eğitimli kişilerden oluşan orta sınıf ve yüksek devlet memurlarının olduğu üst sınıf olarak üçe ayırmışlardır. bu üç sınıf arasında devletin sunduğu imkanlara erişim noktasında büyük bir uçurum ve eşitsizlik vardır.

yine devletin baskıcı tutumu milyonlarca insanın işçi kamplarında hapishanelerde ölmesine sebep olmuştur. çarlık döneminde dostoyevski, puşkin, tolstoy gibi sanatçılar çıkaran rusya sovyetler döneminde kayda değer ne bir edebiyatçı ne de başka sanat dallarından insanlar yetiştirebilmiştir.

marksizm’deki din anlayışı sovyet rusya’da tatbik edilmeye çalışılmıştır. marksist teoride din üst sınıfların ve burjuvanın sömürü aracıdır. komünist toplumda sınıflara devlete ve dine ihtiyaç kalmayacaktır. sovyet rusya’da da dini kurumlar yasaklanmış, inciller ve kuran’ı kerimler toplatılmış, dini ifadelerin günlük hayatta kullanımı yasaklanmıştır.devrimin ilk yıllarında köylüler incile küfretmeye zorlandı, karşı çıkanlar kurşuna dizildi. arnavutluk’ta da enver hoca binlerce müslümanı katletmiştir.

komünist partinin toplum planlaması da tam bir fecaattir. teorik olarak komünist toplumlarda aile kurumu yoktur çünkü aile sömürünün kaynağıdır. sovyet rejimin ilk dönemlerinde de aile kurumu kaldırılmış evliliğin yerini kişiler arası basit bir sözleşme almıştır. bu sisteme göre genç kızların evlenene kadar diğer erkeklerle istediği gibi cinsel münasebette buluması serbesttir. cinsel devrim sloganıyla toplumun bütün yapısı bozulmuş; nüfus sayımlarına göre iki üç eşli çok kocalı birçok insan olduğu ortaya çıkmıştır. yine toplumda bazı kadınlar ortak mülkiyet olarak belirlenmiş ve para karşılığında bu kadınlarla işçilerin ilişki kurmasına izin verilmiştir. o dönemki bir rus gazetesinde bu mevzuda “bizde, erkekle kadın arasındaki ilişkiler yalnızca cinseldir, biz sevgi denen şeyi bilmeyiz, düzmece ruh dünyasına giren her şey gibi sevgi de küçük görülür.” diye bahsedilir. bunun haricinde sovyet rusyada çalışan nüfusun yarısının kadın olduğunu ve bunların bir çoğunun çok ağır işlerde zorla çalıştırıldığını biliyoruz.

komunistlere göre emperyalizm, lenin’den hareketle, kapitalizmin son aşamasıdır. fakat sovyet rejiminin de nihayetinde bir emperyalizmdir. mao bunu sosyal emperyalizm olarak adlandırır. sovyet rusya tahakkümü altına aldığı orta asya ve doğu avrupa ekonomilerini aynı kapitalist ülkelerin yaptığı gibi sömürmüştür. petrolünü azerbaycan’dan pamuğunu da türkistan’dan sömürerek ekonomisini büyütmüştür. bunun en somut örneği de afganistan’ı işgalidir. kapitalist emperyalist ülkelerden farksız olarak bir halkı yok etmeye çalışmıştır.