behlül dana – dertli sözlük
evliyanın büyüklerinden hal ehli mezcup.
harun reşid'in kardeşi olduğu söylentileri var.
kıssalarındaki harun reşide'e verdiği nasihatlerden biliyoruz.
behlül dânâ (sûfi, ö.805), bir gün harun reşid'den bir vazife istedi. harun reşid de ona çarşı pazar ağalığını verdi. behlül hemen işe koyuldu. i̇lk olarak bir fırına gitti. birkaç ekmek tarttı hepsi normal gramajından noksan geldi.

dönüp fırıncıya sordu:
- hayatından memnun musun, geçinebiliyor musun, çoluk-çocuğunla ağzının tadı var mı?

adam her soruya olumsuz cevap verdi.

behlül bir şey demeden ayrıldı ve bir başka fırına geçti. orada da birkaç ekmek tarttı ve gördü ki bütün ekmekler gramajından fazla geliyor, eksik gelmiyor.
aynı soruları bu fırının sahibine de sordu ve her soruya olumlu cevap aldı.

bundan sonra başka bir yere uğramadan doğru harun reşid'in huzuruna çıktı ve yeni bir vazife istedi.

harun reşid:
- behlül daha demin vazife verdik sana, ne çabuk bıktın? dedi.

behlül açıkladı:
- çarşı pazarın ağası varmış! benden önce ekmekleri tartmış, vicdanları tartmış, buna göre herkes hesabını ödemiş, ceza ve mükafatları verilmiş, bana ihtiyaç kalmamış.
kıssalarını en sevdiğim evliyadır.

behlül dânâ hazretleri bir gün kuma birşeyler çiziyormuş. harun reşid yanından gelip sormuş:
- ya behlül ne yapıyorsun?
- cennette köşk satıyorum.
- peki kaça satıyorsun?
- bir altına.

harun reşid gülüp geçmiş. behlül dânâ hazretlerini harun reşid’in hanımı da görmüş, o da sormuş:
- behlül ne yapıyorsun?
- cennette köşk satıyorum.
- peki kaça satıyorsun?
- bir altına.
- peki al bir altını.

akşam harun reşid rüyasında behlül dânâ hazretleri ve hanımının cennette bir köşkte gezindiğini görmüş. ertesi gün gördüğü rüyanın tesiriyle behlül dânâ hazretlerini aramış. bakmış aynı yerinde yine kuma birşeyler çiziyor. harun reşid hemen yanına gelip heyecanla sormuş:
- ne yapıyorsun?
- cennette köşk satıyorum.
- peki kaç para?
- bin altın.
- dün bizim hanım 1 altına aldı neden şimdi 1000e çıktı?
- çünkü o görmeden almıştı.