her taşın altında cemaat arama saçmalığı – dertli sözlük
daha önceden solcuların, ergenekoncuların, ulusalcıların yaptığı lakin şimdilerde i̇slamcı geçinen zevat içinde giderek artan düşünsel ve psişik bozukluk. artık cemaatin popülerliği, yaptıkları, geniş olması, faaliyetleri nasıl rahatsız ettiyse bu zevatı.. aslında bu rahatsızlık daha önceden de vardı sadece zamanı bekleniyordu belli etmek için. bir arkadaşımın daha önce başka bir mecrada yayınlanan güzel bir yazısını bazı yerlerini kısaltarak ondan alıntılıyorum:

--- iktibas ---

cemaat geliyor, kaçııınn...

bir varmış, bir yokmuş.. ahir zaman içinde bir grup insan varmış. rahatça dinsizliklerini, laikliklerini yaşıyorlarmış. mutlu mesut ve laik bir şekilde idare ediliyorlarmış. günlerden bir gün uzaydan bir 'nur topu' düşmüş buraya. i̇çinden çıkan nurcular fenerbahçe'yi, yargıyı, polisi, hükümeti, devleti ele geçirmeye başlamışlar. ülkeyi i̇ran'a benzetiyorlarmış; ülke, laiklik elden gidiyormuş. şeriat geliyormuş. anacıığıım..(!) sonra 'karanlığın prensi' çıkmış, 'çevik bir' hareketle şubat soğuğu'nda bu nurculara savaş açmış. nurcuları kovmuş. ama nurcular pes etmemişler, kendilerini ve risalelerini yatak altlarına saklamışlar, ansızın geri dönmüşler 5 yıl sonra. tekrar ele geçirmişler devleti. devleti ele geçirmek bu nurcuları kesmemiş tabii... yetmemiş. amerika'yı fethetmek için yollara düşmüşler: hedef amerika'ymış... çok güçlülermiş bu nurcular bir konuşunca karşıdakini etkilerlermiş, ikna ederlermiş. gece saat 12'den sonra herşeyi ele geçiren bir müslüman soros'a dönüşürlermiş. herkesi kendilerine benzetmek için okullar, dersaneler açmışlar. buraya gelenleri derslerde uyutup, kafalarını açıp, beyinlerini çıkartıyorlarmış. sonra bu beyinlerin yerine 'nurbeyin' adını verdikleri ve merkezi pennsilvanya'da olan bir makine takıyorlarmış. kırmızı kitaplar denilen risalelerle ve pırlanta kitaplarla yüklüymüş bu 'nurbeyin'ler.. herkesi bu şekilde ele geçirmeye başlamışlar. herkes bir 'nurrobot' oluyormuş. sonunda 'karanlığın nuru' amerika'yı da fethetmiş, siyahî bir başkanı başa geçirmiş. böylece dünyanın fethi tamamlanmış. onlar ermiş muradlarına, biz çıkalım 'nurcular'la savaş için alp-himalaya dağlarına...

--- iktibas ---


cemaat sözlüğü de ele geçirmiş olmasın(!).. hiihh... n'apıcaz şimdi.. cumadan çıkan öcü cemaat geliyor, kaçııııınnn...
sebepsiz olmayan durumdur. (*)
kaldırılan 73 taşın altında aynı şeyi görürseniz 74.'de de aynı şeyin olabileceği çıkarımını yapmak zor ve mantıksız değildir.
"bunlar hep amerika-israil oyunu",diyenlerle dalga geçen tayfanın paronayasıdır cemaat.(ayyy aslında bunu da bana cemaat yazdırdıı)
her taşın altında olmasa da çoğu taşın altında cemaat vardır. hatta bazı kurumları parmağında oynatmaktadır. bu yazdıklarım cemaat düşmanlığından değildir. dini hakkıyla yaşayanlar ne zaman hak yemeye başladı? i̇şte bunu sorgulamak lazım gelir. dinlisi dinsizi herkesin hakkıyla bir yerlere gelmesi lazımdır. ayrıca o taşların altında sadece cemaat yok onu da belirteyim. din düşmanları da var.
esasında kahramanları değişen bir türkiye hastalığının cemaat versiyonudur.
her şeyin ardında çok büyük ve kitlesel güçlerin varlığına olan inanç toplumun genlerine yerleşmiş.

tabii bu genlerde varolan düşünce boş yere oluşmuyor.

türkiye'de müslüman toplumun çok büyük çoğunluğu bir şekilde cemaatlere mensup.
haliyle, müslümanların rol aldığı her hareket bir cemaatle ilişkilendirilebilir.
bu cemaatlerin de en büyüklerinden birinin, tek başına cemaat adıyla anılan m.f.g hocaefendi cemaati olması ve cemaatin toplumun ve devletin her kademesiyle ilgili etki noktalarında yer alması, insanlarda ister istemez bu 'acaba'yı oluşturur.
kaldı ki bu her taşın altında çıkma mevzuu bizzat hocaefendi tavsiyelerinden biridir.
bu konuyla ilgili bir soruya aynen şu cevap vermişti:
"bir milletin ferdi, kendi milleti için var olan müesseselere sızmaz; hakkıdır girer oraya; mülkiyeye de girer adliyeye de, istihbarata da girer hariciyeye de.''

ha, h.e cemaatinin bazı siyasetini ve yöntemini yanlış bulup tenkid edebiliriz. bu da hak.
cemaatin yanlışları karşısında susup 'kesin komplodur' demek de hem müslüman topluma hem de cemaate haksızlıktır.

(ve bu denli büyük ve güçlü bir yapının tamamen halis niyetli temiz insanlardan oluşması mümkün değildir. islam tarihinde görülmüştür ki her güçlü müslüman toplumda münafıklar da oluşmaya başlamıştır.)
evet kabul edelim her taşın altında cemaat yok.
ama önemli taşların altından söz konusu kadrolu cemaat çıktı. 7 şubat 2012'de hakan fidan'ın özel yetkili savcılar tarafından yakalama kararı ile mit'e ve ardından da beklenen şekilde başbakan'a darbe planı, cemaatin altından çıktığı taşlardan en açık seçik olanıdır. cemaatin medya organlarındaki köşebazlar (nuh gönültaş, erhan başyurt, ekrem dumanlı vesaire) mit'e yapılan darbeyi açıktan desteklediler.

ve ardından daha pek çok olayda da cemaat denilen kadronun altından çıktığı taşlara rastladık.
hakan fidan'a yapılan 7 şubat darbesiyle ilgili cemaat medyasının rolüne ilişkin olarak şu yazı okunabilir: (http://www.takvim.com.tr/yazarlar/rasim.ozan/2012/06/14/hizmetin-7-subat-yaklasimi-degisiyor-mu)
bir yerde birden fazla güç varsa orada hakimiyet mücadelesi kaçınılmazdır. bu insan olan heryerde geçerli bir durumdur(*).

devletin içinde ak parti bir güç, hocaefendi cemaati bir güç, ergenekon bir güç, almanya bir güç, israil bir güç vs. bu güçler kimı zaman birbirine destek olup kimi zaman köstek olarak, çoğu zaman da bizi kullanarak hakimiyet oyunu oynuyorlar.

cemaat ise aralarında halk ile en çok doğrudan temas içinde olanları olduğundan dilden düşmüyor. torba değilki büzesin.