birkac sefer izledim. birkac sefer daha izlerim. insan duygulari uzerine, aski, on yargiyi (prejudice) ve gururu (pride) guzel anlatan bir film. oyunculuk, dekor, mekanlar, senaryo hepsi uyumlu ve guzel.
dario marianelli eseri soundtrack albümü şu şekildedir: https://www.youtube.com/playlist?list=olak5uy_mrrjb8tazv_djfacqiafo8srnox2rew08
filmi tutulunca kitabı da yazılmış. kitap film kadar başarılı değil tabi.
izlerken uyuduğum nadir filmlerden biridir.
tabii bunda filmin hiçbir kabahati ve katkısı yok.
vakti zamanında final döneminin son gününde ev arkadaşımın hadi film seyredelim ısrarıyla seyretmeye çalışmıştım ancak 10 günlük uykusuzlukla hiçbir film seyredilemezdi.
sonra da bir türlü seyretmek nasip olmadı.
birkaç kez teşebbüs ettim, ilk teşebbüsün hatırası bilinçaltımda nasıl iz bırakmışsa artık, her seferinde uykum geliyor.
tabii bunda filmin hiçbir kabahati ve katkısı yok.
vakti zamanında final döneminin son gününde ev arkadaşımın hadi film seyredelim ısrarıyla seyretmeye çalışmıştım ancak 10 günlük uykusuzlukla hiçbir film seyredilemezdi.
sonra da bir türlü seyretmek nasip olmadı.
birkaç kez teşebbüs ettim, ilk teşebbüsün hatırası bilinçaltımda nasıl iz bırakmışsa artık, her seferinde uykum geliyor.
ingilizce ismi "pride and prejudice" olan fransız-ingiliz ortak yapım filmdir. bir aşkın barındırabileceği tüm hisleri izleyenin güçlü bir empati ile hissedebilmesini sağlar. hiçbir müstehcen sahne içermeden aşkı anlatabilme özelliği ile de takdire şayandır. başrollerinde keira knightley, carey mulligan, matthew macfadyen olan ve 18. yy sonlarında geçen film, iyi bir eş bularak kendilerini güvence altına alma çabasındaki kız kardeşler ve annelerini de mizahi olarak anlatır.
