eşrefpaşalılar – dertli sözlük
başrolünü hakan albayrak'ın kardeşi sinan albayrak'ın üstlendiği, istanbul sünya sahnesinden oyuncuların yer aldığı, çok diken kurutmuş bir çölde gül yetiştirme derdinde olan bir cami hocasının başından geçenlerin anlatıldığı film.
"küfürsüz komedi" diye niteleyenler olsa da, birkaç orijinal espri barındırmasına rağmen bu nitelemeye katılmadığım film.
lakin yine de sinema dünyasına ışık süvarilerinin attığı ilk ve önemli bir adımdır.
destekliyoruz...
biraz komedi, biraz dram, biraz öğüt içeren türk sinemasına yeni bir soluk getirdiğini düşündüğüm güzel bi film.
hikayesi çok klasik bir film. bir çok türk flminde gördüğümüz sahneler espriler konuşmalar bunda da var. ama izlemeye değer sahneleri yok değil.

cami hocasının çantasından çıkan kitaplar filmin amacı hakkında ip ucu veriyor: başkasının günahına ağlayan adam ve risale i nurlardan bir kaç eser. cami hocasının bir kaç repliği de fethullah gülen hocaefendi den alıntı. hocanın kahvede insanların sorularına cevap metodu da hizmetin irşat metodu. misallendirerek anlatma vs. aynı durum hocanın çocuklar için izlediği metod için de geçerli. onlarla da maç yapıyor.. yani film aynı zamanda bir şakirt prodüksiyon. zaten hocanın kıyafetinden ve çocukların kendisine olan hitabından da anlıyorsunuz.. çocuklar hoca demiyor abi diyorlar.. hoca çocuklara ders anlatıyor mesala..

fazlasıyla eksiğiyle izlenebilecek bir film.. hem güzel müziklerde var..
--alıntı--

izmir eşrefpaşa’dan gelip istanbul’a yerleşmiş iki dosttan biri olan tayyar (hüseyin soysalan), güç ve iktidar tutkusu ile büyük bir mafya lideri olurken; davut (turgay tanülkü), küçük mahallesinde namusuyla kahvesini işletmektedir. ikisi de aynı kadını sevmiştir fakat madam eleni (sermin hürmeriç) davut’u sevmesine rağmen tayyar ile evlenmek zorunda kalmıştır. bir de kızı duygu (deniz özpınar) dünyaya gelir. fakat tayyar, madam’ın gönlünün davut’ta olduğunu bildiğinden bunu sindiremeyip kızı ile birlikte madam’ı ortada bırakır. tayyar bir şekilde intikam alacaktır ve bunu davut’un evlatlığı nusret’i (burak tarık) kendi yoluna çekerek yapacaktır. mahalle kabadayısı nusret ise bir tarafta sevdiği kız, sevdiği insanlar; diğer tarafta ise para ve saltanat arasında kalır. bu iki dünya arasında bocalarken mahallenin metruk camisine bir hoca (sinan taymin albayrak) tayin olur ve olayların seyri değişmeye başlar…

--alıntı--