kış uykusu – dertli sözlük
filme hem 'iyi film' hem de 'vasatın altında' diyebileceğim çok sebep var.
fakat; 3 saatten fazla süreyi seyrettirdiği için başarılı diyebilirim.
fakat şu da var; filmi evde seyredemezdim. yani başladıktan 2 saat sonra ara verir, ertesi gün devam ederdim. sinemada tamamen filme odaklanıyoruz, ondan seyrettik belki de.

film iyi çünkü;
gerçek ve sağlam sorular soruyor. insanlar arasındaki iletişim sorunlarına bütün yönleriyle eğilmiş. karı-koca, iki kardeş, patron-çalışan, kadın-hizmetçi, zengin-fakir, güçlü-güçsüz, asabi-halim ve sair, bütün ikili iletişim kombinasyonlar var. ve hepsi de sorunlu. öyle ki; iki kişinin tamamen dertleşmek için başladıkları diyaloglar bile birinin incinmesi-yanlış anlaması ile bitti.
film bunu yansıtması ve sorgulaması yönüyle başarılı.
dahası; filmin çekildiği mekan muhteşem. görüntüler, sahneler, planlar harika. bunlar belki de filmi sıkılmadan seyretmemizi sağlayan asıl unsurlar.
her karakterin güçlü bir iddiası var ama bir o kadar da çelişkisi var.
mesela; aydın, nihal'e 'benim paramla yardım yapıyorsun' derken de, hamid hoca'yı 'kaba, görgüsüz' diye suçlarken de çelişkide.
çünkü; bir kere kendi parası da babasından miras. bunu bir yerde itiraf da ediyor. hazır parayı yöneten de kendisi değil. bütün işleri başkalarına devretmiş. yani baba parasıyla artistlik yapıyor.
hamid hocaya görgüsüz diyor fakat aynı çapta görgüsüzlüğü eşine, kardeşine, yanında çalışan adamlara yapıyor.

filmde değinilen 'kötülüğe karşı tepkisiz kal ki kötü merhamet etsin' tezi var. aklıma hz isa'nın 'sana tokat atana diğer yanağını uzat' sözünü getirdi. ki, bu iddiayı dillendiren kadın da bir tecrübeye binaen söylüyordu bunu.

filmde sorulan bu iletişim sorularının cevabı bizce basit. oturmuş, allah'ın kurallarıyla kurulmuş ve işleyen bir sistemde filmdeki arızalar olmaz. çünkü filmdeki karakterlerin hedefinde madde var. yardımsever karakter bile sırf maddeye dayalı problemlerinden kaçmak için buna başvurmuş.
şöyle bir cümle geçmişti: 'iki senedir birbirimize hiç karışmadan huzur içinde yaşıyoruz.' bir ailede eşlerden biri bunu söylediyse, o aile bitmiştir zaten. birbirlerine hiç karışmayan aile mi olur?
velhasıl; iyi film.

neden vasatın altında;
pekala 2 saate sığabilirdi. sanatsal kaygıların fazlalığı süreyi uzattırmış. (süre 2 saat olsa ödül alamayabilirdi belki)
daha sonra; ciddi sorular soruyor ama sorduğu soruların çözümünü ne seyirciye bırakıyor ne de kendi cevaplayabiliyor. sonuçta tamam biz birbimizden koptuk ama işlerin yürümesi için biz bize lazımız demek ister gibi. bilemedim. cevabı tamamen bize bırakmalıydı.
bir de; aynı konuları işleyen daha iyi filmler var.