the fall – dertli sözlük
sır önermiş diye izledim. beğendim. sonunu biraz anlamadım gerçi. o da benden kaynaklıyor sanırım. izleyin derim. kesinlikle izleyin demem ama :)
bir öğrenci evinde gönlü kırık, şarampole sürmeye meyilli :p kafası da kırık bir formulacı olarak ve kolunu kırmış küçük bir kız çocuğuyla (*) arkadaşlığımız üzerine kurulu bir hikayesi varmışcasına izlediğim film.
film böyle nasıl desem her karesi bir ansiklopedi alt mesaj dolu gibi geliyor. artık bilinç altım ne kadar alabildiyse. ama benim gördüğüm masonik sembollerden bir kadeh vardı...filmin kahramanları bu kadeh şeklindeki yerde kurtuluşa eriyorlardı falan...
hint asıllı yönetmen tarsem singh'in yönettiği, senaryosu 81yapımı bir bulgar filminden alınmış, çok uluslu, oryantalist soslu, 2008 yapımı; son tahlilde muhteşem bir film.
çok uluslu film çünkü onlarca farklı ülkede çekilmiş. türkiye'de çekilmiş bir sahnesi dahi var. ayasofya'da çekmişler. filmi seyrederken farketmedim de, daha sonra film hakkında araştırma yaparken öğrendim.

bir hastanede kalbi kırık, intihara meyilli, ayağı da kırık bir dublör ve düşüp kolunu kırmış küçük bir kız çocuğunun arkadaşlıkları üzerine kurulu bir hikayesi var.
çocuk ara ara dublörü ziyarete geliyor, dublör çocuğa masal anlatıyor. çocuk meraklı, dublörün maksadı ise çocuğu masal ile yanında tutup biraz can sıkıntısını gidermek, ve 'onu getir, bunu götür' gibi ihtiyaçlarını sağlamak.
dublörün çocuğa anlattığı masal görselleştirilmiş. yani film içinde seyrettiğimiz bir masal var.
filmi harikulade kılan olay da bu. acayip semboller, muhteşem bir görsellik. ve gerçeğin şahdamarına etki eden bir masal.

filmdeki sembollerin birçoğunu anlamıyoruz belki ama yüzeysel seyredildiğinde bile dimağa hoş bir aroma bırakıyor.

daha sonra filmi araştırırken öğrendiğim ki; çin'den kızılderililere kadar her kültürden öğeler var.

velhasıl;
hikaye, görsellik, müzik, kurgu, oyunculuk gibi sinemanın bütün unsurlarının hakkını vermiş bir film.