anamnez – dertli sözlük
hasta hikayesi de diyebiliriz. doktorların bu hikayeyi dinlemek şöyle dursun 3 ten fazla soru sorduğunu da görmedim.
edit:
hadi edebiyatı kötü diyelim sayısal zeka ile doktor olmuş. peki görsel zeka nerede doktor bey...

40 lı yaşlarında kadın hasta el kemiğindeki tümör nedeniyle ameliyat oluyor. bilekten kemik parçası alınıp parmağa koyulacak. artık tıptaki ismi nedir bilinmez. lokal anestesi uygulanan hasta doktorları dinliyor. kemiğin içinden cımbızla tümör temizlenirken hasta hem acıyı hissediyor hem doktorların acı konuşmalarını. asistan prof hocasına birşey gösteriyor dikkatle. prof o kemiğin içindeki hikayeyi okuyamıyor. türkiye'deki kadınların % bilmem kaçında var bu durum deyip hem kemiğin üstünü hem olayın üstünü kapatıyor. araştırma hastanesinde araştırma ruhu masada kalıyor. aradan yıllar geçiyor. kadının yürümesine mani olacak derecede kemikleri acıyor. bel fıtığı teşhisi koyuluyor. ne de olsa türkiyede % bilmem kaç insan hastanelerde fıtık oluyor. daha sonra kadın doktorlara hikayesini anlatıyor. gece nefes alamamasını ciğerlerine kramp girdiğini, (futbol maçı sırasında aniden kalp krizi geçirip ölen futbolcuların ani kalsiyum yetmezliğinden öldüğünü bildiği için, malum kasların çalışması için kalsiyuma ihtiyaç var) bu gibi kaslara giren krampların kendisinde de bir kalsiyum yetmezliğine işaret edebilme ihtimali, yedi çocuk annesi olduğu için kemik erimesi olma ihtimalini vs vs. doktor bunları dinledikten sonra (ki önceki ameliyat macerası ve doktor diyaloğu da aktarılıyor) böyle bir durumun olabilmesi için yani bu belirtilerin olabilmesi için sizde çok ileri derecede kemik erimesi olması gerekir gibi bir dahiyane teşhisle hala inanmaması ve yapılan tetkikler sonucu 50 yaşına gelmeyen kadının kemik yaşının 90 çıkması...başka hasta hikayelerinde görüşmek üzere...kadın yaşıyor ama genelde yaşarlar zaten...sorum şu; asistan o kemik ameliyatında neyi görmüş olabilir? :)