sözlüklerde şair ve yazarlara laf geçirmekle meşgul tipler – dertli sözlük
arıza tiplerdir. genellikle, başarısız ve yaralıdırlar. karı gibi sözlükte dedikodu yaparlar. erkeklik eksikleri vardır. ürün, yazı, mahsül üzerine konuşmak ve orada kalmak yerine, ürünlerin sahibi kişiler hakkında tanımayan insanlarda tanıma ihtiyacını iptal edecek kadar ağır laflar ederler. bazı saf kişiler de bu insanların lafına bakarak ilgilerine yön verir ki yazıktır.
birçoğu şair ve yazarların özellikle de şairlerin tokadını yemiştir etrafta ileri geri hareket ettiği için.

düşüncesini saldırısını dedikodusunu şairin yazarın suratına yapmak yerine böyle sözlükte müstearla atıp tutarlar. oturup temiz bir yazıyla fikirlerini karşılaştırmak yüreklilikleri yoktur.
şair sıfatını haketmiş birinin şairliğine, yazar sıfatını haketmiş birinin yazarlığına laf geçiremeyecek olan tiplerdir..
genellikle şair ya da yazarın yazdıklarını zerre kadar umursamayıp fikrã® dünyasını, siyasi ideolojisini, dünya görüşlerini eleştirirler..

en basit örneği nazım hikmet vs necip fazıl'dır..
birini solcular yere göğe sığdıramaz, ötekini sağcılar..
birini solcular yerin dibine sokar, ötekini sağcılar..
kim ne derse desin, hangi siyasi ideolojiyi belirlemiş olurlarsa olsunlar ikisi de büyük şairdir..
mesele şair ve yazarların şiirleriyle ve yazılarıyla alakalı olmamalıdır. onlar mutlaka değerlidir ve edebi kritikle değerlendirilebilir. ancak yazar ve şairler toplumun kanaat önderliğine soyunduğunda fikri ideolojik yanları ve söylevleriyle hareketleri arasındaki tutarlılıklar toplum arasında da değerlendirilmeye başlanır.
ayrıca yazar ve şairlerin çevrelerini kendi maddi çıkarları için çevrelemeye çalışan tabiri caizse ahmaklar, kendi imajlarına sos katmak için yazar ve şairlere kutsallık atfetmeye, onları soru sorulamaz eleştirilemez konumuna getirmeye çalışmaktadırlar.
bu tip durumlar tarih boyunca görülmüş olsa gerek ki birçok şair kendi fil dişi kulesine çekilmekle suçlanmıştır. evet, yazar şair kendisini besleyen toplumdan uzak kalmamalıdır lakin toplum da yazar şairi yersiz tartışmalarla yormamalı yahut dalkavukluk gösterileriyle ona kutsiyet atfetmemeli.
yazar ve şairlerin düştüğü genel sancı, tevazularını koruyamamalarıdır. bu da yine dolaylı olarak toplumun etkisiyle olur.
kedi ulaşamadığı ciğere pis der mantığının sonucu olabilmekle birlikte haklılık paylarının da olabilme ihtimalidir.