sezai karakoç – dertli sözlük
erganili dervis, hikmetli cümlelerin sahibi mütefekkir, önder, sair, bilge. yüce dirilis partisinin genel baskanidir.

"milletim! duy ve işit! bil ve inan! seni unutmamış evlatların vardır. ve onlar devreye girdiği zaman, yepyeni bir çığır, diriliş çığrı açılacaktır."
monna rosa şiiri internette yanlış yayılmış haldedir. birçok internet sitesinde okunan monna rosa şiirinde birçok hatalar gözlenmektedir.

işte o efsane şiirin doğru hali:

monna rosa

monna rosa, siyah güller, ak güller;
gülce'nin gülleri ve beyaz yatak.
kanadı kırık kuş merhamet ister;
ah, senin yüzünden kana batacak,
monna rosa, siyah güller, ak güller!

ulur aya karşı kirli çakallar,
bakar ürkek ürkek tavşanlar dağa.
monna rosa, bugün bende bir hal var,
yağmur iğri iğri düşer toprağa,
ulur aya karşı kirli çakallar.

zeytin ağacının karanlığıdır
elindeki elma ile başlayan...
bir yakut yüzükte aydınlanan sır,
sıcak ve minnacık yüzündeki kan,
zeytin ağacının karanlığıdır.

zambaklar en ıssız yerlerde açar,
ve vardır her vahşi çiçekte gurur.
bir mumun ardında bekleyen rüzgã¢r,
ışıksız ruhumu sallar da durur,
zambaklar en ıssız yerlerde açar.

ellerin, ellerin ve parmakların
bir nar çiçeğini eziyor gibi...
ellerinden belli oluyor bir kadın.
denizin dibinde geziyor gibi
ellerin, ellerin ve parmakların.

açma pencereni, perdeleri çek:
monna rosa, seni görmemeliyim.
bir bakışın ölmem için yetecek;
anla monna rosa, ben öteliyim...
açma pencereni, perdeleri çek.

zaman ne de çabuk geçiyor monna;
saat on ikidir, söndü lã¢mbalar.
uyu da turnalar girsin rüyana,
bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar;
zaman çabuk çabuk geçiyor monna.

akşamları gelir incir kuşları,
konarlar bahçemin incirlerine;
kiminin rengi ak, kiminin sarı.
ah, beni vursalar bir kuş yerine!
akşamları gelir incir kuşları...

ki ben, monna rosa, bulurum seni
incir kuşlarının bakışlarında.
hayatla doldurur bu boş yelkeni
o mã¢sum bakışlar... su kenarında
ki ben, monna rosa, bulurum seni.

kırgın kırgın bakma yüzüme rosa:
henüz dinlemedin benden türküler.
benim aşkım uymaz öyle her saza,
en güzel şarkıyı bir kurşun söyler...
kırgın kırgın bakma yüzüme rosa.

yağmurlardan sonra büyürmüş başak,
meyvalar sabırla olgunlaşırmış.
bir gün gözlerimin ta içine bak:
anlarsın ölüler niçin yaşarmış,
yağmurlardan sonra büyürmüş başak.

artık inan bana muhacir kızı,
dinle ve kabul et itirafımı.
bir soğuk, bir garip, bir mavi sızı
alev alev sardı her tarafımı,
artık inan bana muhacir kızı.

altın bilezikler, o korkulu ten,
cevap versin bu kanlı kuş tüyüne;
bir tüy ki, can verir bir gülümsesen,
bir tüy ki, kapalı geceye, güne;
altın bilezikler, o korkulu ten!

monna rosa, siyah güller, ak güller,
gülce'nin gülleri ve beyaz yatak.
kanadı kırık kuş merhamet ister;
ah, senin yüzünden kana batacak,
monna rosa, siyah güller, ak güller!

(1952, bahar)

kaynak: gün doğmadan
üzerine ne söylenirse söylensin eksik bir şeylerin kalacağı diriliş şairi.istanbul'da dağılmıştır zerre zerre ve istanbul onda birikmiştir.
suskun bilge,diriliş,rüzgar,istanbul,yağmur...

'iyi ki bilmiyor kalabalıklar yağmura bakayı cam arkasından
insandan insana şükür ki fark var'
"...ben çiçek gibi taşımıyorum göğsümde aşkı
ben aşkı göğsümde kurşun gibi taşıyorum
gelmiş dayanmışım demir kapısına sevdanın
ben yaşamıyor gibi yaşamıyor gibi yaşıyorum
ben aşkı göğsümde kurşun gibi taşıyorum..."

sezai karakoç
--spoiler--

"karakoç, günümüz şiirinde, islami düşünceyi modern şiirdeki
gerçeküstücülükle kaynaştıran; mistisizmden, enbiya - evliya kıssalarından
yararlanan, çarpıcı, benzetme ve imgelerle, denenmemiş sentezlere
ulaşan, bağımsız sayfalar açtmıştır."

--spoiler--
en sevilen şiirlerinden biri olan mona roza sezai karakoç'un yaşadığı olaylardan etkilenerek yazdığı bir şiirdir.