seçkin kitle varsamıyla hareket ederek, bu seçkinlerden ziyade toplum yararının gözetilmesini söyleyen siyasi söylem. burada toplum olarak anılan belirli bir kitledir. bu kitlenin yararından kasıt ise memnuniyetidir. yani ilkesel bir yararlılık söz konusu değil.müslümanların son dönemlerde yakalandığı bir rahatsızlık. müslümanlar genel itibariyle kitlelerin memnuniyeti için kendi düşünce biçimlerini değiştirerek ve daha da ötesi bu yeni düşünce biçiminde sloganlar geliştirerek, hem kendilerini hem de kendilerine inanan kitleleri kandırma hasleti geliştirdiler. bu haslet zamanla bünyelere işledi ve çıkarcılığın en son safhası olan popülizmi bir amaç haline getirmiş oldular.halbuki müslüman ilkeleriyle hareket edendir. yeri geldiğinde usulünce, aşırıya kaçmadan övmeyi de bilir, yeri geldiğinde usulünce aşırıya kaçmadan eleştirmeyi de bilir. bunları birilerini memnun etmek, bir şeyler elde etmek için yapmaz. bunu hakkı ve hakikati ön plana çıkarmak için yapar. işte bu noktada ihlas devreye giriyor. dünya menfaati devreye girince kitlelerin memnuniyeti ve sloganlar ortaya çıkıyor. bunlardan kurtulmanın yolu, ihlastır, samimiyettir.
teoride çoğunluğun faydasını gütmeye, çoğunluğa hitab etmeye dair işleri yeğlemektir.
ne var ki kitleleri etkileyen şeyler çoğu zaman basit, samimi, ammice olmasından elitleri rahatsız etmiştir ve sürekli popülizmi kötülemişlerdir. çünkü elitler önce avama "kalın orada, bu iş bizim işimiz" diyerek terakki yolunda üretim değil sadece taklit ve tüketim hakkı vermişler, sonra da kitleleri sürükleyen bir fikri görünce, sırf kendilerinden çıkmadı diye tenkir etmişlerdir, "popüler işte, koyunların ne yaptığını bilmeksizin bir çoban ıslığıyla bir yöne yönelmeleri gibi" algı oluşturmuşlardır.
maalesef insanlık tarihinin bir yerlerinde, bir ara "ilim yalnızca alim işidir, alim anlasın, halka anlatmak zorunda değil, halk otursun faydalarını yesin, taklid veya tatbik etsin yeter" şeklinde bir tutum hemen doğu batı bütün alimleri zehirledi.
efendim popüler olan isterse heva, heves, arzu, nefis, aşırılıktan gelen haz gibi "menfi" saiklerle popüler olsun. bu ayıp popülasyonun değil, sözde avama himmet ve hizmet edecek alimlerin ayıbıdır. çünkü hakikat hevaya da, hevesede, nefse de, doyumsuzca telezzüz edilecek hazlara da hoş gelir ve onları da doyurur. ancak çoğu sözde ehlihakikat, hakikatı tam keşfedememiş; ölü, ölgün, sakin, ciddi, belli zümreye mahsus, avamın ancak tırtıklayarak lezzetlenebileceği bir şekil ile ortaya koyuyorlar.
meşru daire keyfe kafidir. keyif etmek isteyenler, nameşruyu popüler yaptılarsa bu alimlerin ayıbıdır. dolayısıyla hakkıyla popüler olanlara menfi bakılmaz. aşırılık, his, heva ve nefisle popüler olanların ise ilk cezası ehliilme ve ehlihakikata kesilmelidir.