bundan sonra üzerine çok yazılıp çizilir ama benim ilginç bulduğum, hayrete düştüğüm, hayran olduğum bir iki nokta var.
1. darbe gecesi diyanetin tüm camilerde sela okutması gerçekten çok tesirli oldu. ezan ve sela şeairi islamiyedendir. selalar insanları dinini, imanını vatanını muhafazaya çağırdı. sezai karakoç’un maraş’ın kurtuluşu için yaptığı şöyle güzel bir tesbit var:
“süt ve tabanca. i̇şte, maraş budur, anadolu budur. maraşlı, bayrak kaleden indirilince cuma namazının kılınamayacağını bilir. bayrakla cuma namazı arasındaki alakayı bilir. bu savaşın temeli çok sağlamdır, süleymaniye'nin temeli gibi.
maraş kurtuluş hareketinin ilk gününde yayınlanan beyanname, bütün çağdaş istiklal davranışlarının gerekçelerini aşan bir gerekçeyle çıkar insanlığın karşısına. ruh çağlarının diliyle, kelimeleriyle yüklüdür, konuşur bu beyanname. gözün göremediği ileriye bitişir ve geride tarihin derinliğine doğru kök salar. sütçü i̇mam ve 'kalede bayrağımız olmadıkça bu camide size cuma namazı kıldıramam.' diyen ve bu sözüyle savaşı açan ulu cami imamı, o günün şartlarının fatih'i ve selahaddini eyyübi'sidir. "
bu satırlar, ne eksik ne de fazla bizim halkımızın bu mücadelesi için de geçerli.
2. erdoğan’ın ceza aldığı şiir : minareler süngü, kubbeler miğfer, camiler kışlamız, müminler asker.
bu dörtlük darbe gecesi tecessüm etti, millet bu şiirin en güzel tefsirini yaptı. demek ki erdoğan’ın zamanında bu şiiri okuması boşuna değilmiş.
3. darbe gecesi ve sonraki geceler türk halkı meydanlara indi, bu vesileyle de meydanlar gerçek sahiplerini bulmuş oldu. kızılay meydanında zikir halkasına rastladım; insanlar hep bir ağızdan şehit tahtındayı söylediler, yetmiş beş seksen yaşında insanlar güven park’ta gece sabahlara kadar bekledi; tarikat şeyhleri ve müridleri kızılay meydanına geldiler. bunlar daha başlangıç, müslümanlar meydanları sevdi, bu meydanlar vesilesiyle daha çok şey kazanacak gibi geliyor bana.
1. darbe gecesi diyanetin tüm camilerde sela okutması gerçekten çok tesirli oldu. ezan ve sela şeairi islamiyedendir. selalar insanları dinini, imanını vatanını muhafazaya çağırdı. sezai karakoç’un maraş’ın kurtuluşu için yaptığı şöyle güzel bir tesbit var:
“süt ve tabanca. i̇şte, maraş budur, anadolu budur. maraşlı, bayrak kaleden indirilince cuma namazının kılınamayacağını bilir. bayrakla cuma namazı arasındaki alakayı bilir. bu savaşın temeli çok sağlamdır, süleymaniye'nin temeli gibi.
maraş kurtuluş hareketinin ilk gününde yayınlanan beyanname, bütün çağdaş istiklal davranışlarının gerekçelerini aşan bir gerekçeyle çıkar insanlığın karşısına. ruh çağlarının diliyle, kelimeleriyle yüklüdür, konuşur bu beyanname. gözün göremediği ileriye bitişir ve geride tarihin derinliğine doğru kök salar. sütçü i̇mam ve 'kalede bayrağımız olmadıkça bu camide size cuma namazı kıldıramam.' diyen ve bu sözüyle savaşı açan ulu cami imamı, o günün şartlarının fatih'i ve selahaddini eyyübi'sidir. "
bu satırlar, ne eksik ne de fazla bizim halkımızın bu mücadelesi için de geçerli.
2. erdoğan’ın ceza aldığı şiir : minareler süngü, kubbeler miğfer, camiler kışlamız, müminler asker.
bu dörtlük darbe gecesi tecessüm etti, millet bu şiirin en güzel tefsirini yaptı. demek ki erdoğan’ın zamanında bu şiiri okuması boşuna değilmiş.
3. darbe gecesi ve sonraki geceler türk halkı meydanlara indi, bu vesileyle de meydanlar gerçek sahiplerini bulmuş oldu. kızılay meydanında zikir halkasına rastladım; insanlar hep bir ağızdan şehit tahtındayı söylediler, yetmiş beş seksen yaşında insanlar güven park’ta gece sabahlara kadar bekledi; tarikat şeyhleri ve müridleri kızılay meydanına geldiler. bunlar daha başlangıç, müslümanlar meydanları sevdi, bu meydanlar vesilesiyle daha çok şey kazanacak gibi geliyor bana.
