fethullah gülen – dertli sözlük
hocaefendinin vizyonu, misyonu, yıllardır yaptıkları herkesçe takdir edilmesi gereken şeyler değil.. herkesin meşrebi ayrı. lakin benim anlamadığım avam olan bizlerin, alimler hakkında konuşurkenki üslubumuzun vaziyeti. ben mi naif bir adamım, zayıflıktan dolayı çekiniyorum bir cemaat ya da alim hakkında konuşurken, yoksa yapılması gereken mi bu, anlamadım.

ben de hafakanlar geçiriyorum, mevdudi okurken, islamoğlu okurken, seyyid kutup okurken, şeriati neyse o bir nebze dışında kalıyor, erbakan hocamı dinlerken, fethullah gülenin eserlerini okurken, bunların birbiriyle tutarlı hale geldiği bir islami sentez oluşturmaya çalışırken kafamda. ama hiçbirine bir şey demek şöyle dursun, sadece niyetlerine bakıyorum ve ellerinden değil, allah razı olsun ayaklarından öperim diyorum.

biz kendi konumumuzu bir düşünelim. islam için ne verdiğimizi, ömrü neyle geçirdiğimizi, hepsini geçtim sadece dertlisözlükte geçen vakti düşünelim, sonra da bu bir dakikası doğru dürüst boşa geçmeyen ömürleri düşünelim. sonra bir toparlanıp öyle yazalım.

ya değilse müslümanca düşünmek üzerine denemelerin sahibine selam olsun. ne diyim.
hizmet hareketi içinde yapılan en ufak bir hatanın bile kendine atfedildiği güzel insan. kendisinin hataları elbet vardır, insandır neticede ama eleştirilerin de insaf sınırları dışına çıkmaması lazım. birincisi, gülen hiç bir zaman hükümete 'diktatör' demedi. ikincisi, gezicilere çapulcu demeyin ileride kendileri ve evlatları hayırlı işler yapabilir, dedi. ne var bunda. gayet makul ve doğru bir perspektif.
---------------------------------
ayrıca, öven bir entry girdiğiniz de ''aha cemaatçi'' diye yaftalanacağınız insandır.
bilim kurgu filmlerinin senaryolarından ilham alan birilerinin kendisini klonlamış ve istekleri doğrultusunda konuşturuyor olduğunu umduğum kişi.
aslında gülen 7-8 yıl kadar önce vefat etmiş de son yıllardaki icraatler, söylemler ona değil kopyasına aitmiş.
(bkz:ütopya)
kırmızı eşarplı kız hep nineme ziyarete gidiyorum, bu defa da dedemi ziyarete gideyim der.dedesi, i̇slam amca okyanus ötesinde ki hizmet köyünde yaşar.
kırmızı eşarplı kız dedesi i̇slam amcanın kapısını çalar.

dedesine pek benzemeyen biri kapıyı açar, bi gariplik vardır fakat uzun zamandır dedesini görmediği için iyice yaşlandığını ve değiştiğini düşünür.
çünkü dedesinin kıyafetlerini, sarığını, cübbesini, gözlüğü vs giyiyordur. i̇çeri girer dedesi onu gözyaşları içinde karşılar.
kırmızı başlıklı kız sorar.
-dede neden bu kadar çok ağlıyorsun?
-size daha iyi hizmet edebilmek için yavrum.
-dede sen neden okyanus ötesindeki bu köyde yaşıyorsun?
-size daha iyi hizmet edebilmek için yavrum.
bir süre hasret giderirler dedesinin telefonları bir türlü susmak bilmez.kırmızı eşarplı kız sürekli talebeleri ile telefonlaşan dedesine yine sorar:
- dede senin neden bu kadar çok taleben var?
-size daha iyi hizmet edebilmek için yavrum.
kırmızı başlıklı kız dedesinin duvarda asılı eski fotolarına bakmayı çok sever.ama tıpkı dedesi gibi fotoğraflarda da bir değişiklik vardır.
bu durum da dikkatini çeker ve fotoğraflarını incelemeye başlar. dedesinin yeni yeni okullarını görür.
dede senin neden bu kadar çok okulun var?
dedesi yine;
-size daha iyi hizmet edebilmek için yavrum. der
-peki dede bu kadar okulun varken neden bu kadar çok dershanen var?
-size daha iyi hizmet...
aynı cevaplardan canı sıkılan kırmızı eşarplı kız renkli-resimli gazetelerin hafta sonu eklerini görünce eline almadan edemez.
sonra dedesinin elindeki gazeteyi görür.öğrenci evinde, kafede, okulda,dershanede, posta kutularında gördüğü gazetenin aynısıdır.
su geçirmeyen, cam silinmeyen, okunmasa da çok eve giren tuğla kalınlığında ki gazete...

dede senin gazeten neden bu kadar çok satıyor? diye sormadan edemez.
-size daha iyi hizmet edebilmek için yavrum...dergilikte ki dergileri görünce sorusuna soru ekler...
dede peki senin dergin neden posta kutularından çıkıp bir türlü evlere sızamıyor?
-size daha iyi...

artık bu muhabbetten iyice sıkılan kız kendini kitaplığın önünde bulur...
i̇slam dede imzalı onlarca kitabın üstünde dört kutsal kitap yan yana duruyordur.
kur'an-i kerim'i görmeye alışkındır. çocukların ulaşamayacakları yerlerde de olsa görmüşlüğü çoktur.
fakat i̇ncil, tevrat, zebur'u ilk defa görmenin verdiği heyecanla hemen onlara dokunmak ister kırmızı eşarplı kız.
dört kitap arasında gidip gelir,nihayetinde kendini kitapların arasında kaybolmuş bulur. torununu merak eden i̇slam dede odaya girince kız yine sorar:

-dede senin kitapların neden bu kadar çok?
size daha...

bu hikayeye bir son yazmak, niyet okuması yapmak olacağından bir son yazmayı o'na bırakıyoruz.
rabbim sonlarını kırmızı başlıklı kız ve kurt'un akıbetine benzetmesin.
niyetlerini sizi daha iyi yiyebilmek i̇çine çevirmesin.
amin.
yolsuzluk ve rüşvet operasyonu olarak adlandırılan ve lideri olduğu cemaatin elinden çıkan bir iktidar devirme planı olduğu yüksek ihtimal dahilinde olan olaylarda ne diyeceği merak konusuydu.

bir kesimin saygı duyduğu ve samimi olduğuna inandığımız sohbetleri sebebiyle herkes ondan gelecek açıklamayla hoca bu olaylardan berii deme arzusu içerisindeydi.

amma, lakin, öyle değildir. bu sefer yine son 4-5 senedir olduğu gibi arzu ettiğimiz gibi tecelli etmedi. aksine şok etti. yolsuzluk ismiyle herkul.org da yayınlanan sohbetinde gündemden bahisle insanı hayrette bırakan beddualar etti.

neticesi ne mi oldu? bildik bileli cemaatin akıl ermeyen kararlarına rağmen büyüklerimiz aman haklarında sağda solda konuşmayın ki fitne çıkmasın, müslümanlar birbirine düşmesin öğütleri yerle yeksan oldu. hem kendisine hüsn-ü niyetle bakan binlerce insanın samimiyetlerini yitirdi, hem misliyle ettiği dualar kendisine ve o sözleri destekleyenlere iade edildi hem de ortalık gırla şahsı adına alaya alınan video ve fotoğraflarla doldu.

zamanın deniz fenerleri olması gereken isimlerden olmak yerine itibarını siyasi güç ve para için yitirmeyi seçti. günlerdir gemi batıyor çığırtkanlığına soyundular. onların diliyle gelecekse bu bela o suda ilk boğulanlardan olma şerefine ermelerini umuyorum.
sistemin zaman zaman iyi kullandığı kafası karışık cemaatin lideri.
i̇slam dünyasının bir çok alim sıfatlı gündem belirleyicileri gibi sırtından atması gerektiği kamburlardan biridir.
ayrıca gülen ve ona tabi olanlarla gerçek nur talebelerinin karıştırılmaması da yegane sorumluluktur bu konuda. zira onlar da oldukça sert eleştiriler yaptılar yıllarca kendilerine.
i̇slamda topluluk sektörleşmesinde payı olanlardan biridir.
mezheplerin doğuşu kadar hazin karşıladığım bir gelişmedir kendisinin güçlenmesi.
yıllardır hakkında su-i zanda bulunmamak için her hatasının üstü kapatılan şahsiyet. neyse ki son dönemdeki faaliyetleri ile
filistin'e gitmek için izin almamız gerektiğini düşündüğü otoritelerle aynı safta olduğu ortaya çıkmış ve artık hataları konuşulur olmuştur.