verilen her bir nimetin külfeti altında ezilmek.
saadetlerimizi gelire bağlarsak zaten kaçınılmaz olan durum bu olacaktır. eskiler kuru soğan ekmekle bile mutluyduk demezler miydi? derlerdi.çünkü saadetleri ellerinde var olan gelip geçici dünya malına değil de aralarında ki sevgiye ve imanlarının kuvvetine bağlıydı.
ne geldiğine bağlı bir değişken. maddi gelir artarsa doğrudur, manevi gelir artarsa yanlıştır.tabi her iki durumun terside mutlaka görülür.
(bkz:parayla saadet olmaz)
paranın cebe değil de gönle girmesinden kaynaklı problem
(bkz:azalan marjinal fayda)
artan gelirin infakı yapıldığı takdirde saadetle doğru orantı kurulur. zekatını vermediğin malın sana yaramasını zaten bekleme.
hak nezdinde itibarı olan önerme. "eski mücahitler, müteahhit oldu" dememiz boşa değil.