aşağıda bahsedeceğim iki devir işlemini de bir vatandaş olarak onaylamıyorum. birincisi simit sarayı-ziraat girişim olayı ki simit sarayı uluslararası bir zincirdir ve söylenildiği kadar borcu olmadığı da ilgilerce açıklanmıştır. ancak buna rağmen devletin onca teşvik desteğine ek olarak böyle bir şeye girişmesi pek de doğru bir adım değildir kanımca ama yinede thy gibi büyümesi sağlanıp markalaşabilecekse olabilirdi de. ama o iş o kadar kolay olmaz işte. neyse...
gelelim doğa kolejine. doğa kolejinin durumu senelerdir aşikar. en az iki yıldır maaşlarla ilgili haberler çıkıyor. hatta sadece doğa koleji için değil birçok özel okul için çıkıyor. meb bu haberlerin hiçbirini duymamış gibi hareket etti. bunların mali ve idari yapılarını denetlemek için bir yapı oluşturmadı. çünkü görmezden gelmek daha kolay. garip bir şekilde bahsettiğim haberlere rağmen velilerde umursamazca çocuklarını göndermeye devam etti. çoğu da beyaz türk diyebileceğimiz ya da bu gruba girmek isteyen insanlar benim gördüğüm. yani iktidara karşı çoğu zaman saçma sapan muhalefet eden ve muhtemelen simit sarayı olayında twitterdan çoşturan kesim. ama simit sarayı olayında çoşturan bu kesim aynı şey kendileri için yapılınca sevgi pıtırcığına dönüşüveriyor. i̇tü vakfı ki daha söylenene göre kendi üniversite öğrencisine bile doğru düzgün fayda sağlamayan bir vakıf. parası olsa bile bu para 800 milyon tl artı borçları - ki bu borç miktarı hiç belirtilmiyor- karşılayacak bir para değil. bu yüzden muhtemelen bir devlet bankasından borç çekilir. yani özel sektörün içini her manada boşalttığı bir yapı devlet eliyle kurtarılmış oluyor. her manada derken sadece finansal değil öğretmen yönünden de bahsediyorum. burada çalışan öğretmenin genel seviyesi eski kolej denilen şeylerdeki gibi yüksek değil. çoğunlukla atanamayan ucuz iş gücü. evet kaliteliler de var ama söylenene göre kaliteliler bu süreçte çoktan yeni yerler buldu. senelerdir battı batacak denilen bir yer için de gayet normal bir şey bu. yukarıda da belirttiğim gibi bu veliler nasıl böyle bir kuruma hala rağbet ediyor garip olan yer burası. daha garibi devlet resmi okullara alırız deyince ona da isyan etmeleri. i̇llaki herşeyi ile aynı olmalı düşüncesi. burada şunu belirteyim; bir çocuğun eğitimi önemlidir, aksamamalıdır ama burası da özel işletmedir. yani iyi yönetilmediğinde iflas edebilir ya da kötü niyetli yönetim varsa sizi dolandırabilir. devlet denetleyemiyorsa ki memleketteki haller ortadadır sizin kendi aklınızı kullanmanız gerekir. yoksa iflas eden birine yardım etmiş ya da dolandırılmış olursunuz. oldu bitti mi, battı mı şirket? dersiniz bir yanlış ettik, hukuki olarak takipçisiyiz ama artık başka yollara bakacağız. budur olması gereken. ama yok bizim ülkede artık herkes haklı. dolandıran da dolandırılan da haklı ve tek suçlu devlet. devlette oy ve benzeri bir takım şeyler uğruna faturayı asgari ücretle bile çalışamayan, ağzı kokan ve sonuna kadar vergisini ödeyen vatandaşa ciro ediyor. oh ne güzel memleket. tüyü bitmemiş yetimin hakkını araki bulasın. fakirden alıp zengine ver, daha da ver. geçen twittera bir görüntü düştü. kadının biri sabah sabah mercedesi ile halk otobüsünün önünü kesip keyfince herkesi mağdur ediyordu. i̇şte şu an ülkede durum bu. az biraz parası olan zengin her konuda bu hakkı kendinde görüyor. denetim, adalet kavramlarının içi o kadar boş ki artık memlekette parası ya da adamı olan istediği gibi dolduruyor.
sonuç olarak diyeceğim şu madem bu kadar finansal sıkıntıda burası. uhdesinde yüzlerce şirket olan tmsf bedelsiz el koysun, kayyumunu atasın, eğitimin devam etme ihtimali varsa etsin, küçülmesi gerekiyorsa küçülsün, yok olmuyorsa kapısına kilit vurulup tüm mülkleri paraya çevrilip satılsın. zenginlerin çenesi züğürdün gündeminde daha fazla yer kaplamasın.
gelelim doğa kolejine. doğa kolejinin durumu senelerdir aşikar. en az iki yıldır maaşlarla ilgili haberler çıkıyor. hatta sadece doğa koleji için değil birçok özel okul için çıkıyor. meb bu haberlerin hiçbirini duymamış gibi hareket etti. bunların mali ve idari yapılarını denetlemek için bir yapı oluşturmadı. çünkü görmezden gelmek daha kolay. garip bir şekilde bahsettiğim haberlere rağmen velilerde umursamazca çocuklarını göndermeye devam etti. çoğu da beyaz türk diyebileceğimiz ya da bu gruba girmek isteyen insanlar benim gördüğüm. yani iktidara karşı çoğu zaman saçma sapan muhalefet eden ve muhtemelen simit sarayı olayında twitterdan çoşturan kesim. ama simit sarayı olayında çoşturan bu kesim aynı şey kendileri için yapılınca sevgi pıtırcığına dönüşüveriyor. i̇tü vakfı ki daha söylenene göre kendi üniversite öğrencisine bile doğru düzgün fayda sağlamayan bir vakıf. parası olsa bile bu para 800 milyon tl artı borçları - ki bu borç miktarı hiç belirtilmiyor- karşılayacak bir para değil. bu yüzden muhtemelen bir devlet bankasından borç çekilir. yani özel sektörün içini her manada boşalttığı bir yapı devlet eliyle kurtarılmış oluyor. her manada derken sadece finansal değil öğretmen yönünden de bahsediyorum. burada çalışan öğretmenin genel seviyesi eski kolej denilen şeylerdeki gibi yüksek değil. çoğunlukla atanamayan ucuz iş gücü. evet kaliteliler de var ama söylenene göre kaliteliler bu süreçte çoktan yeni yerler buldu. senelerdir battı batacak denilen bir yer için de gayet normal bir şey bu. yukarıda da belirttiğim gibi bu veliler nasıl böyle bir kuruma hala rağbet ediyor garip olan yer burası. daha garibi devlet resmi okullara alırız deyince ona da isyan etmeleri. i̇llaki herşeyi ile aynı olmalı düşüncesi. burada şunu belirteyim; bir çocuğun eğitimi önemlidir, aksamamalıdır ama burası da özel işletmedir. yani iyi yönetilmediğinde iflas edebilir ya da kötü niyetli yönetim varsa sizi dolandırabilir. devlet denetleyemiyorsa ki memleketteki haller ortadadır sizin kendi aklınızı kullanmanız gerekir. yoksa iflas eden birine yardım etmiş ya da dolandırılmış olursunuz. oldu bitti mi, battı mı şirket? dersiniz bir yanlış ettik, hukuki olarak takipçisiyiz ama artık başka yollara bakacağız. budur olması gereken. ama yok bizim ülkede artık herkes haklı. dolandıran da dolandırılan da haklı ve tek suçlu devlet. devlette oy ve benzeri bir takım şeyler uğruna faturayı asgari ücretle bile çalışamayan, ağzı kokan ve sonuna kadar vergisini ödeyen vatandaşa ciro ediyor. oh ne güzel memleket. tüyü bitmemiş yetimin hakkını araki bulasın. fakirden alıp zengine ver, daha da ver. geçen twittera bir görüntü düştü. kadının biri sabah sabah mercedesi ile halk otobüsünün önünü kesip keyfince herkesi mağdur ediyordu. i̇şte şu an ülkede durum bu. az biraz parası olan zengin her konuda bu hakkı kendinde görüyor. denetim, adalet kavramlarının içi o kadar boş ki artık memlekette parası ya da adamı olan istediği gibi dolduruyor.
sonuç olarak diyeceğim şu madem bu kadar finansal sıkıntıda burası. uhdesinde yüzlerce şirket olan tmsf bedelsiz el koysun, kayyumunu atasın, eğitimin devam etme ihtimali varsa etsin, küçülmesi gerekiyorsa küçülsün, yok olmuyorsa kapısına kilit vurulup tüm mülkleri paraya çevrilip satılsın. zenginlerin çenesi züğürdün gündeminde daha fazla yer kaplamasın.