erkeğin diğer yarısı.
yanlarında anlama klavuzu da olursa guzel olur...
allah'ın bu aleme lutfudur.
emretmek manasına gelen kamdan kelimesinden türetildiği yazıyordu bir makalede. anlamlandırmaya gelince, kadın benim için annedir, kutsaldır.
keşke masumlukları farkedilebilse.
keşke hepsinin masum kalmasını sağlayan erkekler olsa..
keşke hepsi 18 indeki gibi masum olsa.
peygamberimiz (s.a.v) e dünyada iken sevdirilen 3 şeyden biri
(bkz:helal kadın)
(bkz:helal kadın)
hz. mevlana fihi-ma-fih adlı eseribnde de ifade ettiği gibi, ileri bir görüşle, kadınlığa layık olduğu gerçek değeri vermiş, kadın ruhunun inceliklerini bir psikolog gözüyle belirttikten sonra ona manasız baskılar yapmaktan çok, onu anlayarak ve kendi yaradılışının icaplarına uyularak hareket edilmesi luzumunu misallerle anlatmıştır.
fihi-ma-fih'te der ki;
kadın nedir, dünya ne? ister söyle, ister söyleme; o neyse gene odur, bildiğinden şaşmaz. söylemekle ona tesir edilmez, hatta daha beter olur. mesela bir somun al koltuğunda sakla. ''bunu kimseye vermeyeceğim, vermek şöyle dursun, göstermeyeceğim bile ...'' de. ekmek ucuzluğundan, bolluğundan sokaklara atılmış olsa, köpekler bile yemese, sen böyle görünmesine mani olmaya başlayınca bütün insanlar onu görmek isteyecek, arkanda dolaşacaklar. biz sakladığın, göstermek istemediğin o ekmeği görmek istiyoruz diyecekler, hatta zor kullanacaklardır. sen göstermemekte ne kadar ısrar edersen, insanların buna karşı ilgisi o derece artar. ã‡ünkü insanlar menedildikleri şeye karşı haris olurlar. sen ne kadar gizlen diye emredersen, onda kendini gösterme isteği o kadar artar. halkta da, o kadın ne kadar gizlenirse, onu görmek isteği çoğalır. åžu halde sen oturmuşsun iki tarafın da isteğini kızıştırıyorsun. sonra da bununla onu islah ettiğini sanıyorsun. bu yaptığın şey bozgunculuğun ta kendisidir.kadının mayasında kötülük yoksa, yapma desen de demesen de iyi huyuna, temiz yaratılışına uyacak, ona göre hareket edecektir. sen işkillenme, bırak. yapma, etme, görğnme demek isteği arttırmaktan başka bir şeye yaramaz.
fihi-ma-fih'te der ki;
kadın nedir, dünya ne? ister söyle, ister söyleme; o neyse gene odur, bildiğinden şaşmaz. söylemekle ona tesir edilmez, hatta daha beter olur. mesela bir somun al koltuğunda sakla. ''bunu kimseye vermeyeceğim, vermek şöyle dursun, göstermeyeceğim bile ...'' de. ekmek ucuzluğundan, bolluğundan sokaklara atılmış olsa, köpekler bile yemese, sen böyle görünmesine mani olmaya başlayınca bütün insanlar onu görmek isteyecek, arkanda dolaşacaklar. biz sakladığın, göstermek istemediğin o ekmeği görmek istiyoruz diyecekler, hatta zor kullanacaklardır. sen göstermemekte ne kadar ısrar edersen, insanların buna karşı ilgisi o derece artar. ã‡ünkü insanlar menedildikleri şeye karşı haris olurlar. sen ne kadar gizlen diye emredersen, onda kendini gösterme isteği o kadar artar. halkta da, o kadın ne kadar gizlenirse, onu görmek isteği çoğalır. åžu halde sen oturmuşsun iki tarafın da isteğini kızıştırıyorsun. sonra da bununla onu islah ettiğini sanıyorsun. bu yaptığın şey bozgunculuğun ta kendisidir.kadının mayasında kötülük yoksa, yapma desen de demesen de iyi huyuna, temiz yaratılışına uyacak, ona göre hareket edecektir. sen işkillenme, bırak. yapma, etme, görğnme demek isteği arttırmaktan başka bir şeye yaramaz.
"toplumu abad eden de berbâd eden de kadındır..."