yevmul hasret – dertli sözlük
ey! şanıysa olmayan yerlerin islam
bir yanı duhayla istilâ bir yanı temrini measi
aklın iştigali, kan dökmek için çok gençsin
ve vesvesesi başlarını yukarı kaldırmaya fırsat bulurlarsa yılanlar görmek isteyenlerle aynı
yüz yirmi üç bin dokuz yüz doksan dokuz deniyor hakkı aleme sığdıramayanların sayısı
zıkkım, olmuş her hayat diğeriyle aynı
sende böyle nizamda ayn'i
hizan kesemeyecek mi gavur otların sapını
nuhtan umduğu hizabı rüzgar yoksa yoksun
bir başta saç kadar çoksun alacalı
çok karardıysa göğüm kabzamı vururum insin içeride cin var, yoksa inci mi
alacağım canım ve daha doğmamış ama tahsis edilmiş borçları
reybeden varsa evleri siyah hızablı
çevrinirsin ki tutsaksın, tutmasak? düşeceğindir
inlediysen bilseydin aşağı çıktın, yukarı inseydin
bütün göller kurusa bir tükürükte boğulursun vemree tuh
kardeşine düşmüş gibi sarılıyorsun
düşürülmüş gibi sarsılıyorsun
sancak sarıyorsun
saldırıyorsun
savur
süsmüş endazeni allıyorsun
başın ne zorda düşman arıyorsun
sanki ağaçlardan duyuyorsun burada yada onun arkasında
söğüdün dalında hatta önünde kurban kesiyorlar sırayla
dönün de
denmiş yıldızlara sönün
rüyanda sevgilinin hali senin sonundur
yüzler onların ama gözleri ve kaşları senin
söz atıyorsa size kaçın
ne düşmanını bulabilsin ne aşnasını
bir başkasında görsün başkasını
babasının ismini duyunca korku vursun aşığını
tırnağına, biliyorsun durmaz keser başını
o ne güzel lebler ademden bir şey mi işittin
yollarken seni musafaha eder
bekleyecek yanaklarını öpmek için çocukluğuna ermeni
yalvar hüdaya
yaksanda beni, akla ahdinden alıkoyma
hakla ve zorla
kaynayan elini sakla
sırları darbet
hayra biten her adımı sarf et
galebe çal da, olanları kapılara uğratma