islami tedrisat – dertli sözlük
- muhammedi öğreti, bu üçünü beraber vermek için lebaleb dersi intihab etmiştir. ashab-ı suffa bunun en büyük delilidir. yanında yakınında, ilim amel ihlası beraber edinebilecek tarzda yetiştirmenin nebevi ve en ekmel olduğu gösterilmiştir.
- selçuklu ceddimiz bunu esas tutmuş olacaktı ki, onlarda ilim ehli halk içinde, veliler içinde, alimler içinde, çarşıda, pazarda, tekkede, camide, hepsinde beraber bulunur, hepsiyle iç içe idiler.
- osmanlı ceddimiz ile bu iş medreselere, rahle başlarına, ilim meclislerine hususileşmiştir.
- hatta bence osmanlı yurdundaki ümmetin, hususan anadolunun, hind menşeili tarikatlara ve şeyhlere, hatta çoğu az bir ilimle fakat o az ilmini amel ve ihlasa dönüştürmüş dervişlere daha ziyade muhabbet ve irtibatları bundandır ki, o büyük müderris hocalar halktan koptular, bu dervişler ise halk içinde olduklarından, az bir ilimleri de olsa bunu amele ve hulusa dökünce islami oldular ve aziz oldular.
- ehli tarikat ve tasavvuf eskiden yalnızca lebaleb eğitim verirdi, bir şeyhten ders alabilmenin yolu belliydi, ilim amel ihlası beraberce edinebileceği tarzda idi. vekalet sistemi yoktu. icazet vardı. şeyh birebir ilgilenebileceği insan sayısının üstüne çıkınca yetişenlerden birisine icazet verir, onun cemaatini alarak başka bir tekkede birebir ilgilenmesi için yol verirdi.
- şimdi iş değişmiş, icazet yok vekalet var. soruyorsun bu vekil şeyh midir ders verip tevbe alıyor, diyorlar evet şeyh gibidir. diyorsun ama ameli zayıf ve hatası çoktur, bu defa diyorlar şeyh değilki şeyhimiz gibi olsun.

elhasıl:
- uzaktan derslerle icazetname dağıtmakla;
- rahle başında söyleyip dinletmekle,
- haftadan haftaya toplanmalarla, çay çorba ile,
- birebir ilgilenilmedikçe uzaktan uzağa hayal ve zikirlerle,
- adına ilahiyat, medrese, kurs, yurt, okul deyip alet ilimleri öğretmekle

islami tedrisat olmadığını hadisin nassı haber veriyor. bunu destekleyen ayetler çoktur. kıssalar hadisler hadduhesaba gelmez.