islami tedrisat – dertli sözlük
rehberimiz muhammed aleyhisselatu vesselam buyurdu ki;

هَلَكَ النَّاسُ اِلاَّ الْعاَلِمُونَ وَهَلَكَ الْعَالِمُونَ اِلاَّ الْعَامِلوُنَ وَهَلَكَ الْعَامِلُونَ اِلاَّ الْمُخْلِصُونَ وَالْمُخْلِصُونَ عَلٰى خَطَرٍ عَظِيمٍ

yani; insanlar helak olurlar, alimler müstesna, alimler helak olurlar bildiğiyle amel eden amiller müstesna, hatta bildiğiyle amel eden amillerde helak olurlar, halis muhlisler müstesna, hatta muhlisler için dahi azim bir tehlike vardır..

buna göre istihracat (çıkarımlar):

- buradaki ilimden kasıt amele dönüşmemiş teorik ilimdir. bunu "amil" kelimesi ispat eder.
- buradaki amilden kasıt elindeki ilmini amele dökmüş olan alim olduğuna göre, onun elindeki ameliye ise pratik ilmi de dahil olmak üzere davranış ve davranış tarifleridir.
- buradaki ihlastan kasıt yapılan amelin rıza-ı ilahi için olması nihayetinden, samimi olması bidayetine kadar olan dairedir. yani en başta samimiyet, ennihaye de katıksız ve rıza-ı ilahi için olması lazımdır.

- bugün islam dersi diye anılan fakat eski muhakkiklerin alet ilimleri diye adlandırdığı ilimler teorik ilimler olup buradaki helak olan alimlerin elindekine işaret ettiği barizdir.
- evet eskiden en lazım olan usul dersleri (usulüddin, usulültefsir, usulül hadis ve saire...) dahil esasa dair hatta tefsir, hadis, kelam gibi dersler alet ilmi sayılmıştır. bu haktır. çünkü bir papaz hatta din düşmanı birisi de bu dersleri tedris edebilir ve ettirebilir.
- demek yalnız teorik ilim şeklinde ders alan, ister hadis ister tefsir ister arapça hatta tecvid dersi dahi alsa islam dersi almış olmaz. çünkü teoride kalan ilim insanı alim etsede, necat vermez, kurtuluş vermeyen islam olamaz, helakete götüren islam dersi olamaz.
- bugün pratik denilen, ameliye ve amel tarifi islami ders sayılmaz. çünkü nass-ı kuranla sabittir ki musalline dahi veyl olabilir. çünkü sahun namazı kılarlar. hadis buna işaret ediyor. demek namazın teorik kılınış, farz, vacip, sünnetlerini bilmek, hatta tadilierkana riayet ederek kılmak kurtarmıyor. hatta insanı "yukezzibu biddin" yapabilir.
- demek islami tedrisat namı altında çektirilen zikirler, okutulan kitaplar, büründürülen haller ve tarifle tamil ettirilen ameller, hulus olmaksızın islami tedrisat sayılmazlar, çünkü necat vermezler, necat vermeyen islamdan olamaz.
- demek bir ilme islami demek için "ilim + amel + ihlas" etkenlerini birlikte içermelidir, aksi taktirde buna islami ilim denmez, bunun tedrisine de islami tedrisat denemez.
- demek formül ve esas şu ki: mesela bir adam 3 birim teorik ilim tedris edip, onun 2 birimini amele dökse, 1 birimini ihlas ile huluslandırsa, yalnızca 1 birimlik aksiyonu islamdır. 1 birim ilmi ve 1 birim ameli hulusa ermezse şahsı helakete atar, yahut bu uğraşlar boşa giderek helak olur.
- muhammedi öğreti, bu üçünü beraber vermek için lebaleb dersi intihab etmiştir. ashab-ı suffa bunun en büyük delilidir. yanında yakınında, ilim amel ihlası beraber edinebilecek tarzda yetiştirmenin nebevi ve en ekmel olduğu gösterilmiştir.
- selçuklu ceddimiz bunu esas tutmuş olacaktı ki, onlarda ilim ehli halk içinde, veliler içinde, alimler içinde, çarşıda, pazarda, tekkede, camide, hepsinde beraber bulunur, hepsiyle iç içe idiler.
- osmanlı ceddimiz ile bu iş medreselere, rahle başlarına, ilim meclislerine hususileşmiştir.
- hatta bence osmanlı yurdundaki ümmetin, hususan anadolunun, hind menşeili tarikatlara ve şeyhlere, hatta çoğu az bir ilimle fakat o az ilmini amel ve ihlasa dönüştürmüş dervişlere daha ziyade muhabbet ve irtibatları bundandır ki, o büyük müderris hocalar halktan koptular, bu dervişler ise halk içinde olduklarından, az bir ilimleri de olsa bunu amele ve hulusa dökünce islami oldular ve aziz oldular.
- ehli tarikat ve tasavvuf eskiden yalnızca lebaleb eğitim verirdi, bir şeyhten ders alabilmenin yolu belliydi, ilim amel ihlası beraberce edinebileceği tarzda idi. vekalet sistemi yoktu. icazet vardı. şeyh birebir ilgilenebileceği insan sayısının üstüne çıkınca yetişenlerden birisine icazet verir, onun cemaatini alarak başka bir tekkede birebir ilgilenmesi için yol verirdi.
- şimdi iş değişmiş, icazet yok vekalet var. soruyorsun bu vekil şeyh midir ders verip tevbe alıyor, diyorlar evet şeyh gibidir. diyorsun ama ameli zayıf ve hatası çoktur, bu defa diyorlar şeyh değilki şeyhimiz gibi olsun.

elhasıl:
- uzaktan derslerle icazetname dağıtmakla;
- rahle başında söyleyip dinletmekle,
- haftadan haftaya toplanmalarla, çay çorba ile,
- birebir ilgilenilmedikçe uzaktan uzağa hayal ve zikirlerle,
- adına ilahiyat, medrese, kurs, yurt, okul deyip alet ilimleri öğretmekle

islami tedrisat olmadığını hadisin nassı haber veriyor. bunu destekleyen ayetler çoktur. kıssalar hadisler hadduhesaba gelmez.