tam anlamıyla kadın denemez kendisine. üretmek, yapmak, doymak, doyurmak, beslemek kadınlığa mahsus bir özellik ve yetenektir. yemek yapmayı bilmeyen kadın meyve vermeyen ağaç gibidir. öylesine de solgun yani.
diğer bir yorumla, evlenecek çağa geldiği halde annesinin yapabildiği yemeklerin bir kısmını hala yapamayan kızdır. geleneğin zayıf halkasıdır.
yaptığı yemekler kötü olduğu için yemek yapmayı bilmemekle suçlanır.biliyordur ama yanlış biliyordur orası ayrı mevzu.bir kadın yemek yapmayı bilmelidir ama yapıp yapmamak ona kalmış.(*)
belki de bilmiyormuş gibi davranandır.annesinin yaptığı yemekleri yeyipte kendi yaptığı yemekleri yemeyen eşini protesto ediyor da olabilir.
(bkz:yemek seçen erkek)
belki de bilmiyormuş gibi davranandır.annesinin yaptığı yemekleri yeyipte kendi yaptığı yemekleri yemeyen eşini protesto ediyor da olabilir.
(bkz:yemek seçen erkek)
eğer evli ise evin erkeği için faciadır.
eğer evliyse her akşam dışarda yemek yemek yerler yada sipariş verirler.(*)
hayatın müşterek kısmına denk gelirlerse eşiyle beraber açlığı paylaşır.bir süre sonra kocası eve tok gelmeye başlar vs.
biliiyorum deyip kendini parçalayacağına, bilmiyorum diye kurtulan kadın çeşitidir.
(bkz:yumurta kırmayı dahi bilmeyen kadın)
(bkz:yumurta kırmayı dahi bilmeyen kadın)
yemek yapmayı bilmeyen kadın yoktur. saçma sapan da olsa illa ki bir şeyler yapıyordur aç kalmamak için. anasının yanındayken anası kızım sen okuyorsun bir şeye karışma dersini çalış diye şımartılmışsa, üniversiteyden de özel yurtta kalıyorsa günde 3 öğün yemeği önüne geliyorsa tabi doğru dürüst yemek yapamaz. ama öğrenir. göreve başlayınca, anasından uzaksa ve arkadaşlarıyla kalıyorsa benim gibi eşek gibi öğrenir.
bilmemek ayıp değil öğrenmemek ayıp hitabını akıllara getiren hadise.
evlenir evlenmez istese de istemese de harıl harıl yemek yapmayı öğrenmeye koyulur. başarı ile sonuçlanırsa ne ala başarısızlıkla sonuçlanırsa bir ömür yemek yapmayı bilmeyen kadın olarak kalabilir.
