son günlerde iyice zıvanadan çıkmıştır.
gezi parkı'ndaki anarşist çapulcuları refah partisi gençliğine benzeterek kantarın topuzunu kaçırmış, mütedeyyin görünen yazar.
edebi zekası ortada olup, siyasi zekasından şüphe duyduğum ne şiş yansın ne kebap muhafazakar yazar.
kaosa mütevazi mütevazı olmayan bir katkı yaptı.
bugünlerde sık sık konuşan yazar.kendine romancı diyor ama siyaset konuşuyor.birilerine mi yaranmaya çalışıyor,anlamış değilim.
'kaybedenler kulübü' isimli müsvedde radyo programına methiye düzmüş. bütün bütün tarafını belli etti artık. muhafazakâr gazetelerin de böyle karın ağrıları çoğalmaya başladı.
-------------
bilmeyenler için;
kaybedenler kulübü isimli radyo programındaki insansılar kadınlarla yedikleri haltları, yaptıkları terbiyesizlikleri gecenin bir yarısı uluorta anlatıyorlar..
(bkz:ne oldi, sana ne oldi böyle, hani nerde o eski ak erkeği, bir anda oldi laik erkeği!)
-------------
bilmeyenler için;
kaybedenler kulübü isimli radyo programındaki insansılar kadınlarla yedikleri haltları, yaptıkları terbiyesizlikleri gecenin bir yarısı uluorta anlatıyorlar..
(bkz:ne oldi, sana ne oldi böyle, hani nerde o eski ak erkeği, bir anda oldi laik erkeği!)
murat menteşleşmekte olan edebiyatçımsı.
söyleminden ve tavrından ziyade 'hayal kırıklığı' sebebiyle eleştirilen romancı.
şarkılar ve filmlerle arası iyi, güzel kelimeler kullanan ama son kertede hiçbir şey söylemeyen ticari bestseller romancısı iken islamcı abiler ve bilhassaa mütesettir ablalar tarafından yüceltildi, hayranlık beslendi.
konu murat menteş değil.
henüz hayal kırıklığına uğratmayan birçok 'meşhur' edebiyatçı, romancı, şair var. sıralarını bekliyorlar.
bu tür yazarlarla ilişkimiz "hayran" seviyesine çıkmamalı ve onları asla temsil makamına çıkartmamalıyız.
yoksa daha çok adamı böyle yerin dibine sokarız.
hele hele tek kabiliyeti 3-5 afili söz üretmek ve şiir yazmak olan adamlardan koşarak uzaklaşmak gerek. (burda şairlerden uzaklaşalım demiyorum sevgili okur. dikkatli oku)
hülasa;
daha evvelki benzerlerinde de hep aynı şeyleri söyledim ve aynı bkz ile sözü bitirdim
(bkz:mahzurlarını bilmediğimiz şeylerin kemallerine inanıyoruz)
şarkılar ve filmlerle arası iyi, güzel kelimeler kullanan ama son kertede hiçbir şey söylemeyen ticari bestseller romancısı iken islamcı abiler ve bilhassaa mütesettir ablalar tarafından yüceltildi, hayranlık beslendi.
konu murat menteş değil.
henüz hayal kırıklığına uğratmayan birçok 'meşhur' edebiyatçı, romancı, şair var. sıralarını bekliyorlar.
bu tür yazarlarla ilişkimiz "hayran" seviyesine çıkmamalı ve onları asla temsil makamına çıkartmamalıyız.
yoksa daha çok adamı böyle yerin dibine sokarız.
hele hele tek kabiliyeti 3-5 afili söz üretmek ve şiir yazmak olan adamlardan koşarak uzaklaşmak gerek. (burda şairlerden uzaklaşalım demiyorum sevgili okur. dikkatli oku)
hülasa;
daha evvelki benzerlerinde de hep aynı şeyleri söyledim ve aynı bkz ile sözü bitirdim
(bkz:mahzurlarını bilmediğimiz şeylerin kemallerine inanıyoruz)
son zamanlarda yazdıklarından ve duruşundan ötürü, camianın tepkisini ve dikkatini üzerine çeken bir yazar. yazdığı kitapların neredeyse tümünü okumuş olarak şunu söyleyebilirim ki kelime oyunları ve ilginç sözleri aralara sıkıştırmakla köşe yazarlığı yapmak pek kabul görmüyor. kaldı ki romanları da o kadar değil. farklı bir şey yaptı v e dikkatini üzerine çekti. ama ne yazık ki artık üzerinde durulmayacak bir adam haline gelmiştir.
olmadı be murat, yine yapamadın. (http://yenisafak.com.tr/yazarlar/murat_mentes/turkiyede-kendimi-evimde-hissetmek-istiyorum/38702)
bırak gazeteyi köşe yazarlığını falan nuh tufanlı, şebnem şibumili romanlar yazmaya devam et sen.
gezici anarşistlerde "özgüven; diyalogculuk; özgürlük, eşitlik ve demokrasi taraftarlığı" olduğunu iddia ettin sen, bırak politikayı.
refah gençliği ve gezi gençliğini birbirine benzetmen tepki toplayınca gazali'nin 'akıllı kişi, farklı şeyler arasındaki benzerlikleri; benzer şeyler arasındaki farkları görür' sözüyle kendini bir de "akıllı insan" addettin (akil insanlardan birisi olamadığın için onları nasıl yerden yere vurduğunu da gördük), sen bu egoyla ne yapacaksın be murat?
tencere tavacılara, dükkan yakıp yıkanlara, başörtülü kardeşlerimizin üzerine saldıranlara "tatlı bir ısrar onlarınki" dedin ya...
neyse.
(bkz:allah sorar)
bırak gazeteyi köşe yazarlığını falan nuh tufanlı, şebnem şibumili romanlar yazmaya devam et sen.
gezici anarşistlerde "özgüven; diyalogculuk; özgürlük, eşitlik ve demokrasi taraftarlığı" olduğunu iddia ettin sen, bırak politikayı.
refah gençliği ve gezi gençliğini birbirine benzetmen tepki toplayınca gazali'nin 'akıllı kişi, farklı şeyler arasındaki benzerlikleri; benzer şeyler arasındaki farkları görür' sözüyle kendini bir de "akıllı insan" addettin (akil insanlardan birisi olamadığın için onları nasıl yerden yere vurduğunu da gördük), sen bu egoyla ne yapacaksın be murat?
tencere tavacılara, dükkan yakıp yıkanlara, başörtülü kardeşlerimizin üzerine saldıranlara "tatlı bir ısrar onlarınki" dedin ya...
neyse.
(bkz:allah sorar)
