abdullah gül – dertli sözlük
hazır seçimler yaklaşırken şunu belirtmezsek olmaz;

akp'nin daha da içeride rte'nin neredeyse her yasasını onaylamış. bir tane çarpıcı vetosu görülmemiştir. her başları sıkıştığında yasa değiştirip ag'ye koşanların, bugün aday olacağı söz konusu olduğunda "zaten cemaatçi idi..." diye küfürlerle söze dalmaları, nankörlüğün dik alasıdır.
sakin çehresinin altında mücadeleci bir kişilik de taşıyan cumhurbaşkanımız.
siyasi hayatı boyunca zor zamanda sorumluluk almaktan hiç bir zaman kaçınmadı.
türk siyasetinde yaşanan tarihi kırılmalarının bir çoğunda onun çıkışlarının payı mutlaktır.
fazilet partisi kongresi'nde biat kültürüne sahip bir hareket içerisinde büyük bir cesaret örneği sergileyerek liderin adayına karşı mücadele verdi mesela. o kongredeki adaylığı ak parti serüvenini başlattı.
2007de cumhurbaşkanlığı adaylığına karşı verilen muhtıralara, tehditlere aldırmadı. dik durdu ve bir milletin kaderini değiştirdi.
abdullah gül bu iki meselede o duruşları sergilemeseydi ülkemiz şu anda elli yıl daha geride olurdu.
kendisine çok şey borçluyuz.
tarih yazanlardan ricam onun cesaretini yazmayı unutmasınlar.
bu sene hacca gidecek olup, tc tarihinde -görevde iken- hacca giden ilk cumhurbaşkanı olacak inşallah.
görev sonrası/öncesi hacca giden var mı bilmiyorum.
her akşam şu duayı etmekteymiş. biz de kendisine amin diyerek eşlik ediyoruz.

"allah'ım,
beni güvenilir kıl, kibirden, gururdan uzak tut,
kalbimi, sevgi, adalet, tevazu ve şefkatle doldur.
üzerime kul hakkının zerre gölgesini düşürme.
devletin, milletin imkânlarını israf ettirme,
helalinden hizmet etme imkânı ver.
milletimi benimle mahcup etme.
beni ve bütün çalışma arkadaşlarımı taşıdığı yükün farkında olan, emanette emin insanlardan eyle.
ülkemin yücelmesi, yükselmesi ve insanımızın onurlu bir hayat sürmesi için bize güç ver, kuvvet ver, dirlik ver, birlik ver.
i̇şlerimizi kolaylaştır,
hem dünyada hem de ahirette iyilik, güzellik ve saadetler lütfeyle. i̇nsanımızı her türlü kazadan, beladan ve afetten koru,
ülkemize bereket ver.
devletimizi ve milletimizi payidar kıl.
barış ve huzur içinde bir vücudun azaları gibi olmayı, birbirimizi sevip kardeşçe yaşamayı nasip eyle."
peygamber efendimizin(sav) 'tebessüm sadakadır' hadisini hayatında başarıyla tatbik eden cumhurbaşkanımız. yüzünde her daim mütebbessim bir ifade vardır. cumhurbaşkanlarının hasıdır.
doktora tezinin konusunun ''türkiye ile islam ülkeleri arasındaki ekonomik ilişkilerin gelişimi'' olması bile başlı başına sevme sebebidir.
şike ve vekil maaşları konusunda veto yetkisini kullanması takdire şayandır. fakat gerekirse anayasa mahkemesine götürmesini de bilmelidir.
gittiği her şehirde olduğu gibi diyarbakır'da da halkımızın bağrına bastığı cumhurun başkanı. bu coşkuyu görünce 2007 yılını hatırladım. başbakan erdoğan'ın 'cumhurbaşkanı adayımız abdullah gül kardeşimdir' açıklamasıyla başlayan ve cumhurdan birinin çankaya'ya çıkmasıyla sonuçlanan o netametli süreci. halkımız rahmetli özal'dan sonra ilk defa kendi gibi yaşayan, kendi gibi düşünen, mütebessim çehresiyle bütün türkiye'ye güven ve huzur veren bir simanın cumhurbaşkanı olacak olmasını tatlı bir heyecan ve mutlulukla karşılamıştı. ancak hayatlarında bir kez dahi bu milleti anlamak için beyin kıvrımlarını çalıştırmamış sistemin kodamanları milletin çankaya'ya yürüyüşünü engellemek için ellerindeki bütün kozları oynamaya başladılar. muhtıralar, tehditler, 367 kepazelikleri, merhum menderes'in sonunu hatırlatan göndermeler ve daha niceleri... ama artık zaman değişmişti, ve sonunda millete rağmen hareket edenler kaybetti. anadolunun asaletini ve imanını yüzünde taşıyan tamirci ahmet usta'nın oğlu abdullah gül milleti temsil eden en üst makama geldi.

aradan geçen üç yılda halkımızın memnuniyetini görenler, abdullah gül'ün ülkemize cumhurbaşkanı seçilmesinin bu devletin başına gelen en güzel şey olduğu gerçeğini kabul etmek zorunda kalıyorlar. çünkü o devletin gül yüzü, gülen yüzü oldu. milletimizin dualarıyla öyle kalmaya da devam edecek..