turgut uyar – dertli sözlük
"kimin, nasıl bir anısı haline geleceğimizi hiçbirimiz bilemeyiz." sözüyle kalbime taht kurmuştur. allah güzel anılar bırakmayı nasip etsin.
kaçak yaşama yergisi ve bir çok şiiriyle gönüllerde taht kuran şahsiyet.

kaçak yaşama yergisi

günlerden o gün alıp başımı evin yolunu şaşıracağım
taze ekmeğim eski kanlarım benim ellerim şaşıracak
ya da tek başına acıkacaksın sen tek başına gözlerin
hiç umurumda değil ya şundan şundan şundan korkuyorum
kim uydurdu bu haziranı bu temmuzları bu yaşamaları gizli kapaklı
bu yulafları oğlakları bardakları bu bütün puştlukları bu şarkıları


hiç umurumda değil yoksa yalnızlıklar, bozuk paralar, uzun boylu ayışıkları, gelip gelip giden sarhoş­luklar, sabahleyin yalnız yatakta az az üşümek, hani insanın kendi kendini bulamadığı, hatırlayamadığı saatler olur ya, işte onlar. bir keresinde böyle saatlerin birinde bir şarkı duymuş­tum da işimi gücümü koyup sokak sokak bir kadın aramaya çıkmıştım. sonra bulamamıştım. bir iğrenmiştim nedense, gidip bir köşede kusmuştum.

akşamları eve hep arka sokaklardan dönüyorum
pencerelere bakmıyorum dükkânların mostralarına bakmıyorum
kadınların eteklerine bakmıyorum hiç
sağıma soluma birbaksam biliyorum sapıtmak işten değil
bir baksam ertesi gün kimbilir nerelerde olurum
uzak şarkıları dinliyorum sıkı sıkı aşık oluyorum
iyi niyetle merhaba ağaçlar evler bildik bulutlar
öğrenciler memur kişiler bana benzeyenler
ben kaçmaya çabalıyorum hoşnut muyum
siz kaçtığınız yerde hoşnut musunuz
konuşup gülüşüyoruz umumhaneye nasıl gittiklerimizi anlatıyoruz

hiç yanıma yöreme bakmıyorum
ille şeytan minarelerini düşünüyorum büyük pullu deniz dibi balıklarını
kadınlar adamlar şehri uğultularla dolduran namussuz kalabalık
yorgun kalabalık iyi kalabalık alaycı düzenbaz kalabalık
bir karışsam içlerine bir uysam biraz gülmesem
ertesi gün kimbilir nasıl yaşarım

bir çalıştığım oda var üç pencereli, bir arka yol, bir gökyüzü, göre göre önceleri sevdiğim sonra alış­tığım, sonra ezberlediğim artık kurtulduğum ağır aksak gökyüzü, her gün her sabah bir şu kadar kuşun, adamın, uçağın, yağmurun yunup arındığı gökyüzü, bir de geceye karışmaya başlayan tek tük ışıklı, ama nasıl sıcak ışıklı tanıdık evler, zekeriya bey'in evi, süheyla doğrusöz'ün evi, ali özaçar'ın bakkal dükkânı, temiziş kolacısı süleyman, sonra kendi evim, yatağım, yorganım, çorbalar

gidiyorum geliyorum dünyayı bu kadarcık belliyorum

halbuki ben ne hinoğlu hinim aslında, iyice biliyorum, açlıklar, inadına kanlar, çıngıraklar, dövüşken horozlar var, ormanlarda zaman zaman unuttuğumuz haydutlar, enginar tarlaları, pamuk tar­laları, ırgatlar, sekiz yüz kadem derinliğinde kö­mür arayanlar, zorlu aşklar, buğdaylar buğday­lar , ilâçlar ilâçlar

halbuki biliyorum biliyorum ama ne ben yokum ne onlar eksik
akşamları hep arka sokaklardan dönüyorum
biraz bıkkın bir parça kırık korkunç umutsuz ve sakin
eve geliyorum seni buluyorum bir seviniyorum bir kızıyorum

sonra biliyorsun...

turgut uyar
bütün mümkünlerin kıyısında yaşanan çaresizliğin son sığınağıdır. duyguların ve kelimelerin karşısında eğildiği şairdir. yanılmıyorsam oğuz atay için inşaat mühendisliği ne ise onun için de subaylık odur. göğe baktırır, acıtır ve hızla geliştirir kalpleri. elendiği veya unutulduğu için diğer kitaplarında yer almayanlar ile birlikte tüm şiirleri büyük saat kitabında toplanmıştır. sayesinde "ellerin şiir kokuyor" sıfatına sahip olduğumdur ki, bunu unutmuyorum unutmuyorum hiç.
"öldüğü gün
hepimizi işten attılar"
sözünün anlamı gerçektir. nedeni cemal süreya ve o neslin edebiyatçıları çalıştıkları yayınevinden atılmışlardır.


-turgut uyar-
ak odada oturur
kapısı penceresinden çok

gözlerinde yıldızlar
serin yerde durur

bir elinde kadeh
öbürünü yarasına bastırır

inşaatan ses gelir
bir şeyi okşar gibidir

uzanıp durmuş mahcup
ışığagöçerin şarkısı

dönülmez dizeler içinde
onunkiler gülaçılır

öldüğü gün
hepimizi işten attılar

cemal süreya
muş – tatvan yolunda güllere ve devlete inanırsan
eşkıyalar kanar kötü donatımlı askerler kanar
kişiye özel olması hasebiyle okunan şairdir.. kelimelere hükmeder, kalbe kazır her mısrasını.. okumaya doyulmaz şiirler yazmıştır.. ikinci yeninin belki de en değerli ismi sayılır bir çoklarına göre.. bence de öyledir..

cemal süreya öldüğü zaman şöyle demiştir, ne de hüzünlü demiştir;
"öldüğü gün
hepimizi işten attılar"

(bkz:büyük saat)