bugün bir hocamız " insan hep kendisinden alınanların, kaybettiklerinin hesabını görüp sürekli bir şikayet haline bürünüyor. ama bu dünyada tabi ki sevdiklerimizi kaybedeceğiz,canımız acıyacak,kimi zaman ihanetine uğrayacağız en güvendiklerimizin, hayal bile edemediklerimiz en ağır imtihanımız olacak belki de. çünkü kimse bize güllük gülistanlık bir dünya sözü vermedi" dedi. açıkçası ben de bir süredir tefekkürden hayli ırak tırmanıyordum hayat yokuşunu ve biraz da kızgındım. hocamın imtihan bahsinde kafama dank eden cümlelerinin üzerine şu hatırlatmayı da görünce "canım sözlüğüm" dedim.
ey hayy ve kayyûm olan allah’ım! rahmetinle yardım istiyorum. benim bütün durumumu ıslâh eyle. göz açıp yumuncaya kadar bile, beni insanlardan biri ile ve nefsimle baş başa bırakma. (bezzâr, müsned,taberânî)
allah’ım!, âcizlikten, tembellikten, korkaklıktan, üzüntüden, cimrilikten sana sığınırım. kabir azâbından sana sığınırım. diri ve ölülerin fitnesinden de sana sığınırım. (müslim, ıv, 2079, nr. 2706)
ey hayy ve kayyûm olan allah’ım! rahmetinle yardım istiyorum. benim bütün durumumu ıslâh eyle. göz açıp yumuncaya kadar bile, beni insanlardan biri ile ve nefsimle baş başa bırakma. (bezzâr, müsned,taberânî)
allah’ım!, âcizlikten, tembellikten, korkaklıktan, üzüntüden, cimrilikten sana sığınırım. kabir azâbından sana sığınırım. diri ve ölülerin fitnesinden de sana sığınırım. (müslim, ıv, 2079, nr. 2706)