çocuklarla girilen ilginç diyaloglar – dertli sözlük
bir dernekteyim, küçük bir çocuk (tahminen 6 yaşında) yalnız başına bir duvarın önünde duruyor. çocuk dikkatimi çekiyor. yanına çömeliyorum ve soruyum.
-merhaba ismin nedir?
+ahmet
-buraya kiminle geldin?
+abimle geldim.
(derken başka bir çocuk koşarak geliyor enseme yapıştırıp geçiyor. ben de arkasından "şuna bak yaaa ben senin askerlik arkadaşın mıyım" diye bağırıyorum. sonra çocuğa tekrar dönüyorum)
-abin kim?
+senin askerlik arkadaşın.

ben şok...
+yeterince oyunumuzu oynadık artık etkinliğimizi bitirmemiz lazım değil mi pınar?
-ama ben annemi babamı çok özledim.
+bende çok özlüyorum ama hayat devam ediyor.
-ama ama senin annen baban yok ki.
(burada bi afallıyorum böyle bir cevap beklememiştim:))
+nasıl yok? senin olduğu gibi benim de ailem var yavrucuğum:))
-ama öğrtmenlerin annesi babası olmaz ki!!

bir okul öncesi çocuğun şaşırtan teorisi :)
8 yaşındaki kuzenim ile kahvaltının ortasında bir anda gerçekleşen konuşmamız;
e:eddai k: kuzen

k: en sevdiğin ferdi tayfur şarkısı hangisi?
e: - şaşırdığım için tereddüt ederek- bilmiyorum ki
seninki?
k: çiçekler açsın
e: -hatırlama amaçlı mırıldanırım- sevdalılar beni anlar diyebilirim herhalde
k: için yanar'ı biliyor musun?
e: hayır
k: akşam güneşi?
e: hayır
k: yıldızlarda kayar?
e: evet onu biliyorum
k: şükür! bunları uzun yolculukta dinlersen daha iyi geliyor ama zaman tünelinden açma eski plak olandan aç dinle.
e: o.o

babası sevdiği için onunla birlikte dinliyormuş, ailenin çocuğun zevkleri üzerindeki etkisine örnek. :)

bütün gün balon şişiren yusuf sina (6) artık uyku vakti geldiğinde patlayan enerjisi ile birlikte;
"bütün korkularımı alsam balonun içine üflesem sonra patlasa ve tüm oda korkularımla dolsa hahaha"
diyerek bir çocuk neşesi saçtı ortaya.
birkaç gün önce metroda ananesinin kucağında oturan 6-7 yaşlarındaki çocuk keşke artık korona bitse dedi. biz çocukken oyuncağımız kırılırdı ona üzülürdük. bu devirde çocuk olmak da zor
(10) (*) :) - abla, üniversiteye gittiğinde uzun bir süre anneme sarılamayacaksın. senin yerinde olmayı hiç istemezdim. der ve arkasını dönüp giderken ekler:- ama olacağım.
saat 05.00 sularında yapılacak yolculuk için aile fertlerinin toplanmasını arabanın içinde uykulu gözlerle bekleyen 6 yaşındaki yeğenim, elinde kâbe maketi ile gelen halasını görünce şaşırarak gözlerini kocaman açar ve şu cümleyi kurar:

- aa! halam allah'ını da almış geliyor!