ortodonti – dertli sözlük
diş yapısındaki çarpıklıklar ve çene yapısının diş düzenine etkisi konusunda çalışmalar yapan diş bölümü. türk insanın ağzındaki çarpıklıklar ve tedavi sürelerinin 2 yıldan başlayıp 5-6 yıla kadar çıkıyor olması sebebiyle tedavi görmek istediğinizde 5-6 sene sonraya randevu verilmesi şokunu yaşayabileceğiniz alan.

eskiden çocuklar muayeneden kaçmasın diye 'tedavi olmazsan çenen sakıp sabancı gibi olur' diye korkuturlardı. şimdi yoğunluktan doktorlar muayeneden kaçar hale geldi.
bugün itibariyle tellerimin çıkıp inci dişli bir bedeviye dönüşmeme vesile olan aynı zamanda aynada yüzümü yabancılamama sebep olan tedavidir. biraz süreçten bahsedelim:
ailemin en çapraşık dişli kişisi olduğumdan gerçekten ihtiyacım olan bir tedaviydi. bu tedavinin sadece estetik kaygılardan ötürü yaptırıldığını düşünmemek lazım. çünkü dişler olması gerektiği yerlerde olmadığından diş fırçasının ulaşamadığı, diş ipinin de yeterli olmadığı yerler oluyor. buna bağlı olarak da diş temizliği iyi yapılamıyor, zamanla çürüme emareleri görülüyor.
diş telleri takılmadan önce ortodontistin kararına göre dişlere çeşitli uygulamalar yapılıyor. dolgu, kanal tedavisi, diş çekimi... benim diş çekimi yapılmıştı. hem de iki tane! ne güzel baktığım tertemiz iki tane dişimi çekmişlerdi. tabii bu çekme işlemi de kişiden kişiye değişiyor. kimilerinden alttan iki, üstten iki toplam dört diş çekiyorlar. ama dişler sağlamsa çekimden sonraki sürecin biraz zor olduğunu söylemem lazım. damakta oluşan boşlukta kanama yoğun olarak görülebiliyor. (*) tabii sonrasında boşlukların kapanması var. neyse biraz ilerleyelim tellerin takıldığı güne gelelim. hep şu soruluyor ''acıyor mu?'' ne desem bilmem ki kesip biçme olmadığından bu tarz bir acı yok. tellerin takılması biraz uzun sürdüğünden o süreç sinirinizi bozabilir. en kötüsü de ağzımıza giren o borular aletler. ve acı su fıslatan adını bilmediğim şey. tabi o suları çeken başka bir hortum da var ama bilmiyorlar ki o acı su boğazımızdan aşağı kayıyor ve acayip rahatsız ediyor. hortum da işe yaramıyor maalesef. bu hissi şuna benzetiyorum. boğaz enfeksiyonu olmuşsunuz, iltihap var, kalabalıkça gergin bir yerdesiniz ve öksürmemeye çalışıyorsunuz. aha da bu!
i̇lk aşamada bu sıkıntılardan başka bir şey hissetmedim doğrusu. birde oradan ayrılırken dikkat etmeniz gereken şeyleri söylüyorlar. çekirdek yasak (*) ) , kola gibi gazlı meşrubatlar yasak (*), sert meyveleri katur kutur yemek yasak (*)
şimdiii hiç bahsedilmeyen bir tehlikeyi açıklıyorum. patlamış mısır! bu benim braketimi yerinden çıkardı. bunu patlamış mısırdan hiç beklemezdim! ama başardı.
teller ilk takıldığında ağzınızda bir acayip gerginlik, uyuşukluk hali, güçsüzlük oluyor. yumuşak şeyler yiyin derim. ben hata edip simit yemiştim. eğer sert şeyler yerseniz ağrı yapabilir. benim çok fena ağrı yapmıştı.
tedavi ilerliyor sayın yolcularımız. hastamızın bu ilk zamanlarda ayna önlerinde yüzünü, ağzını çeşitli şekillere sokmasını görmek olağan bir durumdur.
bir süre sonra lastikler kullanılmaya başlanır. herhalde akılda kalması için ,bilmiyorum sadece bir tahmin, lastiklerin paketlerinde kurt, fil, goril gibi hayvan resimleri olur. kalınlıkları esneklikleri farklıdır bunların. gece kullanırsınız, tüm gün kullanırsınız orasını hekiminiz size söyler, iyi dinleyiniz.
ama bir zamandan sonra bunlar insanı bıktırır. hele kullanılan ilk zamanlarda acı da verir.
i̇şte en fena yere geldik. ağızda oluşan yaralar. ahh ah çok fena bunlar. ortodontist size mum veriyor ama onu da kullanmak sabır ister. alt dudağınızın altı ile dişlerinizin temas eden yeri 3-5 gün acı verir. yanaklarınızın iç kısmı da çok fena. isırırsınız, yara olur... en arka dişlere kadar uzanan, braketlerin içinden geçen, kalınlığı süreç içinde değiştirilen bir tel vardır. i̇şte ben en çok bunun düşmanıydım. en arka dişin orada kesilir bu ama bazen ortodontist iyi yapamıyor. batan acıtan bir şey var mı diye soruyor ama ilk anda siz de anlamıyorsunuz. acısı birkaç saat sonra duyuluyor. batar da batar...
birde bende dişlerimi istemsiz olarak birbirine çarptırmak gibi istemsiz hareketler zuhur etmişti. ergenlik yıllarında kollarınızı, omuzlarınızı kapılara çarptırmak gibi bir şey.
hep olumsuz şeylerden gidiyoruz ama bunlar gerçekler. kurabiye gibi dişe kolay yapışan şeyleri ortamlarda yemek eziyet oluyor. ah ne diyim çeken bilir...
temizliğine gelelim. ara yüz fırçası edinmeniz gerekli çünkü bu tellerin temizliği çok zahmetli oluyor. yapabilirseniz diş ipi de olur ama ara yüz fırçası ideal diyebilirim. temizliğine çok dikkat etmek lazım

en kötü kısımlara bir tane daha söyleyecek olursam bu da dişlerin kalıbının alınması. hele birde çenenizden ayrılmıyorsa... zaten o korkunç dişçi koltuğundan her kontrol vaktinde gelen dıdım dıdım korku müziklerini hissederim. birde alçı ile ölçü alınması.. kokusu güzel ama. böyle böğürtlenli şekerler, sakızlar gibi.

bu bahsettiklerim hayatı yaşanmaz hale getiren şeyler değil elbette. biraz sabretmek gerekiyor sadece. sonunda benim gibi düzgün sıralı inci dişli bir bedevi olabilirsiniz. :)

birde tedaviden sonra dişlerin eski haline dönme tehlikesi varmış bu yüzden dişlerinizin iç tarafına sabit pekiştirme apareyi takıyorlar. en azından braket değil diyorum. birde hareketli aparey var şeffaf bir şey. tam bir sene boyunca yedi yirmi dört saat takmam gerekiyormuş. konuşmam bozulmaz inşallah diye dualar ediyorum çünkü bunlarla konuşmak gerçekten zor dertli dostlar...