zalim – dertli sözlük
allah -verdiği süre boyunca- kulunun iradesine saygı duyar, öyle ki; dini ve varlığını inkar eden kafire karşı savaşı emrettiği ayetinde 'kafirin eman dilemesi durumunda, ateşkesi ve kafirin güvenliğini sağalamayı' emreder. bir zulme girişmediği sürece, kuluna dünya hayatı boyunca inançla ilgili bir zor (cebr) kullanılmasını yasaklar.
ancak, zalim hariç. allah zalime dünya hayatında da söz ve yaşam hakkı bırakılmamasını emreder, bu itibarla, 'düşmanlık ancak zalimleredir' der. (bakara 193)

en küçüğünden zalimi şöyle tanımlayabiliriz:
bir insan insani değerleri bencillikle değerlendiriyorsa zalimdir.
bir insan stratejilerini sırf bir ideolojinin, cemaatin, partinin, mezhebin menfaati için geliştiriyorsa, hakkı gözetmiyorsa zalimdir.
kötülük yapan kişi. en büyük kötülüğü de kendine yapmıştır, beddua alarak, kötü bir şekilde anılarak. işte nemrut, işte firavun ve diğerleri, yüzyıllar geçmiş hala lanetle anılıyorlar.
zulmeden kimsedir. koskoca devletleri yokeden abd ve israil bunun en güzel örneğidir.
zulme rıza zulümdür düsturundan da sorumlu kişi.
günümüzde ve sözlüğümüzde iktidar, cemaat gibi 'kendilerinden' olduğu zaman ''zulmetsinler'' diye düşünecek bir çok insanın olduğunu görüyoruz.
zulme razı olan ve hatta tasdikleyenler, sizler de zalimsiniz.
onlar gözlerinin donup kalacağı günü bekliyor.

zalimlerin yaptıklarından allah'ı habersiz sanma. allah onların hesabını gözlerin donup kalacağı bir güne erteliyor. (ibrahim suresi\42)