taviz – dertli sözlük
kurallardan, değerlerden ve bazen insanın kendisinden(*) (*) (*) ödün vermesidir.
başlanıldımı çorap söküğü gibi gelir devamı.. başörtüleri yakalarından sarkarken, üniversite kapılarının önünde saçının bir telini saklamak uğruna sinir krizi geçirirken okulu bittikten sonra tesettüründen eser kalmamış ablalar bilirim..(*) (*) (*)

(bkz:taviz tavizi getirir)
pek çok bahane ile taviz verip değerlerinden vazgeçen insanlar zamanla hiçbir değeri olmayan insanlara dönüşürler.ne demiş hz.ömer:"inandığının gibi yaşamazsanız,yaşadığınız gibi inanmaya başlarsınız."
herhangi bir konuda hassasligini karsı tarafa koz olarak vermendir. bunu bir kez yaptıktan sonra bu kozu sana karsı sürekli kullanırlar. ornegin siz kısa eteğin altına bot giymeyi kabul ederseniz, karşıdaki sizin o kısa eteği corapsiz giyeceginizi bilir ve kullanır.
tehlikelidir, sınırı çizmediğiniz zaman sorun olabilir ki devletlerin yıkılmasına bile sebep olmuştur. prensip sahibi insan olup bunlardan ödün vermemek iyidir.
din adına verilen tavizde niyet insanlık faydası için dahi olsa olumsuzdur. şer-i bir yola gayri şer-i metotla gidilmez ne de olsa.
müslümanlar olarak kaybetme sebebimizdir çoğu zaman.maddi ferahlıklara, dünyevi başarılara, güzel makamlara erişiyoruz, bunu tevekkül ederek hayra niyet ederek yapıyoruz, bismillah deyip çıkıyoruz yola.sonra bi imtihan çıkıyo karşımıza kazancı çok ama taviz gerektiriyor, indiriyoruz bindiriyoruz, kuran sünnet onun fetvasını zaten vermişken, eğip büküyoruz, kılıfına uydurup yapıyoruz o işi. ama tabi yine dava için din için.sonra bi daha, sonra biraz daha büyük, sonra sonra... zaten gerisi çorap söküğü gibi geliyo, sökülen çoraptan geriye kalan ne ayağı örtüyo tam ne de çorapsız bi ayak gibi duruyo, ucube bişeye dönüşüyor.